Nobel Edebiyat Ödüllü yazar John Steinbeck'in klasikleşmiş eserleri Gazap Üzümleri ile Fareler ve İnsanlar'ın kısaca analizi.

John Steinbeck Biyografisi

İrlanda asıllı Amerikan realist yazar John Steinbeck 27 Şubat 1902 yılında Kaliforniya'da doğdu. Eski bir öğretmen olan annesinin sayesinde okuma ve yazma alışkanlığı edinip, genç yaşlarında iken yazar olma kararı alan Steinbeck, Stanford Üniversitesi İngiliz Edebiyatı bölümü mezunudur. Ancak zamanla okulunu yarıda bırakarak New York'a taşındı. Çeşitli alanlarda işçilik yaparak gelir sağlasa da Büyük Buhran döneminde Kaliforniya'ya temelli dönüş sağladı. Burada gelecekteki eşi ile tanıştı ve evlendiler. Ardından babasından sağladığı maddi destek ile yazarlığa devam etti.

Kariyerinin ilk romanı Yukarı Mahalle'yi 1935 yılında yayımladı. Dostluğun paradan çok daha kıymetli oluşunu ana fikir edinen ve ana karakterleri arasında bir çete grubunu barındıran roman oldukça ilgi çekti. Böylece 1942 yılında sinemaya uyarlandı. Yazar için kariyerinde büyük bir fırsat doğuran bu durum onu daha da hırslandırarak pek çok eseri kaleme almasına olanak sağladı. Bugün bilinen eserleri şöyledir; Tatlı Perşembe, Sardalya Sokağı, Bitmeyen Kavga, Fareler ve İnsanlar, Gazap Üzümleri, Altın Kupa, Ay Batarken, Cennetin Doğuşu. Özellikle Gazap Üzümleri ile Fareler ve İnsanlar adlı eserlerinin yazara Pulitizer Ödülü'nü kazandırıp sayısız defa tiyatroya uyarlanmasıyla klasikler arasında kendine yer edindi. Steinbeck 1968 yılında kalbine yenik düşerek savaş röportajcısı olarak gittiği Vietnam'da yaşamını yitirdi. 

John Steinbeck & Eserlerindeki Realist Tutumu

Okurlarına empati kurma imkanı sağlayarak realizm (gerçekçilik) ve kişileştirme unsurlarını ustalıkla kaleme alan 19. yüzyıl yazarı John Steinbeck'in amacı sadece toplumu kendi perspektifinden aydınlatmak ve reforme etmekti. Babasının mesleği sebebi ile küçük yaşlarda bulunduğu küçük kırsal bir yerleşke olan Monterey, pastoral ögeleriyle ileriki yaşlarında gerek doğal çevresi gerek çiftlik yaşamı ile romanlarının temel mekanını oluşturdu. 

Örneğin Fareler ve İnsanlar romanında toplumsal baskıları, sınıf ayrılıklarını, işçi yaşamına değer verilmeyişini ve tüm zorluklarını bu sayede kaleme aldı. Göçmen işçilerin yaşadığı adaletsizlikleri kendi hayal dünyasında oluşturduğu adil çalışma hayatı ile sık sık çarpıştırmıştır. 

Steinbeck oluşturduğu realizm odaklı kurgusal olay örgüsü ve mekanları aynı biçimde onlara uygun olarak gerçek karakterlerle birleştirir. Yani bizlere halihazırda var olan gerçek bir bireyin düşünce ve yaşayış tarzını yansıtır. "Amerikan Rüyası" algısını yerel halkın işçi sınıfına uyguladığı psikolojik işkence çerçevesinde yıkarak kendi döneminin en cesur eleştirmeni sıfatıyla da edebiyat dünyasında kalıcı yer edinmiştir.

Fareler ve İnsanlar Olay Örgüsü

George ve Lennie iki göçmen işçi kardeştir. Lennie zihinsel olarak rahatsızdır ve devamlı biri tarafından uyarılmaya ihtiyaç duymaktadır. Hareketlerinde yeterli kontrolü sağlayamayan uzun boylu esmer adam, yumuşak şeyleri sevme ve severken zarar verme huyu edinmiştir. Abisi George onun cebinde ölü bir fareyi taşıdığını görür ve hastalık kapmasından endişe ederek fareyi bir kenara atar. Aynı esnada çalışmak için vardıkları Kaliforniya'daki çiftliği aramaktadırlar.

İki kardeşin tek hayali küçük bir tarla satın alarak geçim sağlamak ve birkaç tavşan beslemek kadar basit olsa da buldukları işlerde sabit kalmaları pek mümkün değildir.  Önceki çalıştıkları çiftlikten Lennie'nin genç bir kadının elbisesini okşamasının taciz olarak görülmesi sebebiyle kovulduklarından daha temkinli olmaları gerekmektedir.

İşe alınacakları zaman Lennie'nin çocukken başından hasar aldığını ve kuzeni olarak George'un onunla ilgilenmesi gerektiği yalanını uydururlar. Çiftlikteki işleri layığıyla yerine getiren iki kardeş için günler tam anlamıyla olmasa da yolunda gitmektedir. Bir gün Lennie çiftlik sahibinin çapkın hareketlerde bulunan genç eşi ile yalnız kalır. Masum duygularla kadının saçlarına dokunmak ve okşamak isteyen adam kendine engel olamayarak kadını yanlışlıkla öldürür.

Korku içinde ne yapacağını şaşıran Lennie çiftlikten kaçar. Bu esnada onu öldürmek isteyen bir ekip çoktan harekete geçmiştir. Kardeşinin asla kimseye kasten zarar vermeyeceğini bilen George, zalim patronunun Lennie'yi bulup acı çektirmesindense onu herkesten önce bularak kendi elleriyle öldürür. 

Gazap Üzümleri Olay Örgüsü

Şartlı tahliye ile 17 senelik hapisten çıkarılan Tom Joad, Oklahoma'daki köyüne geri döner. Ancak köy halkının yarısı yaşanan verimsizlik ve tarımda makineleşme gibi sebeplerden ötürü göç etmiştir. Ailesinin de köyden ayrıldığını öğrenen Tom, köyün eski papazı Cosy ile birlikte amcasının çiftliğinde çalışmak üzere yola koyulur. Fakat vardıklarında durum köydekinden farklı değildir. Burada da yokluk ile karşılaşan Tom ve ailesi istemeyerek de olsa Kaliforniya'ya gitme kararı alır. Joad için aynı zamanda bu göç şartlı tahliyesini bozmak demektir.

Bunu bir sır olarak ailesinden gizleyen Tom ailesinin de katkısıyla eski bir kamyonet satın alır. 13 kişi çıktıkları yolculukta ailenin yaşlı büyük babası kalp krizi geçirerek vefat eder. Yolculuğun diğer kısımlarında kendisine iş arayan aile hep daha kötü sorunlarla karşılaşarak yokluk dolu günler geçirir. Göçmen olduklarından dolayı sürekli yerel halkın baskısına maruz kalırlar. Haklarını aramak üzere polisle aralarında bir çatışma çıktığı esnada Cosy hayatını kaybeder. Aynı esnada yaralanan Tom, bir polisi de yaralamıştır. Şartlı tahliyesi bulunan Tom artık saklandığı çadırından ayrılamaz duruma gelir. 

Kazandıkları parayla ancak karnını doyurabilen aile kamp alanından ayrılmaya karar verir. Ancak yeni vardıkları yerde sel felaketinden dolayı yaşanan olumsuzluklar sebebiyle Tom'un hamile kız kardeşi bebeğini dünyaya ölü getirir. Burada da kalmak istemeyen aile başka diyarlara varmak üzere göçebe yaşantısını devam ettirir. 


BENZER YAZILAR

Soğukkanlılıkla Romanı, Ben Okurum Podcast Serisinde

Amerikan Edebiyatı'nın en renkli yazarlarından Truman Capote'nin "Soğukkanlılıkla" romanı ve podcast yayını.

İlklerin Yazarı Giovanni Boccaccio Biyografisi

İtalyan Edebiyatı'nın önemli yazarı Giovanni Boccacio tarafından yazılmış, bilinen ilk hikaye olma özelliğiyle Decameron'un incelemesi ve yazarın biyografisi.


Paylaş