Yer yer absürt mizah, yer toplumsal mesaj veren Azizler filminin incelemesi.

Yönetmen koltuğunda ''Taylan Biraderler'' olarak tanıdığımız Durul Taylan ve Yağmur Taylan'ın oturduğu, senaristliğini ''Bir Başkadır'' dizisinden sıklıkla duyduğumuz Berkun Oya’nın yaptığı Azizler filmi 8 Ocakta Netflix üzerinden izleyicilerle buluştu. Başrollerinde Engin Günaydın, Haluk Bilginer, Fatih Artman, Binnur Kaya, Öner Erkan, İrem Sak gibi hem tanındık hem de beğenilen isimler yer almakta.

Taylan Biraderler’in "Vavien" adlı sinemamızda büyük bir yer edinmiş filmi çektikten 11 yıl sonra çektikleri film Azizler. Vavien filminin başrollerinde Azizler filminde olduğu gibi Binnur Kaya ve Engin Günaydın yer almaktaydı. Taylan Birader’ler bu ikiliyle çalışmaktan memnun olduğunu düşünebiliriz bence. Aynı zamanda yine bu iki kardeşin Türk dizi tarihinde de önemli yere sahip olan ‘’Vatanım Sensin’’ ve ‘’Muhteşem Yüzyıl’’ dizilerine yönetmenlik yaptığını unutmamamız gerekir.

Berkun Oya’yı çok yakın zaman da ''Bir Başkadır'' dizisinden duyduk çok beğendik çok araştırdık. Bir Başkadır ve Azizler arasında aynı oyuncular var mı? Tabii ki var. Fatih Artman ve Öner Erkan'ı bir kaç ay önce Bir Başkadır’da izlemiştik. Şimdi ise Azizler de başrol olarak karşımıza çıkıyorlar. Aynı zamanda yine Berkun Oya ''Masum'' dizisinin de senaristliği yapmıştı ve bu dizinin başrolleri de Haluk Bilginer ve Okan Yalabık vardı. Yine bu filmde olan iki oyuncu.

Filmi aslında komedi gibi bir istekle açıyorsanız bazı yerler dışında pek bununla karşılaşmayacağınızı söyleyebiliriz. Daha çok toplumsal mesaj ve birazda kara mizah unsurları taşıyor bu film. Zaten Berkun Oya genelde bir şeyler anlatmak ister burada da bize yalnızlıkla ilgili bir şeyler anlatmak istediğini izliyoruz.

Konusu

Filmin konusuna gelecek olursak Aziz(Engin Günaydın) gençlik yıllarının artık son demlerini yaşamakta ve yaşadığı hayattan aşırı sıkılmış biri. Yıllardır sevmediği işi yapıyor. Artık biraz etraftan uzaklaşıp yalnız kalmak istiyor ama bu pek mümkün olamıyor. İlk iş olarak 4 yıllık sevgilisi Burcu’dan ayrılmaya karar veriyor. Özgürlük duygusuna duyduğu ihtiyaç gün geçtikçe daha çok artmaya başlıyor. Bir süre sonra karşısına bu duyguyu yaşayabileceği bir fırsat çıkıyor. Sorun şu ki bu fırsat için bir yalan söylemesi ve bu yalanı sürdürmesi gerekiyor. Ancak katlanacağı sonuçlar filmin sonunda Aziz’i bambaşka bir noktaya götürüyor.

**SPOİLER**

Film bize direk bir ayrılık sahnesiyle kapıyı açıyor. Aziz’in Burcu(İrem Sak)’dan ayrılmak için bir  kafede yaptığı doğaçlamayı görüyoruz. Burcu geliyor, Aziz aslında Burcu’ya ayrılmak istediğini söylüyor. Ancak Burcu bu noktaya takılmak yerine Aziz’in kolyesinin boynunda olmamasına takılıyor. Bizim bütün film boyunca duyacağımız işte o soruyu soruyor. ''Hiç çıkarmıycam demiştin, e kolye nerde?''. Bu soruyla aslında Burcu’nun hikayesinin tam burada kapandığını görüyor olacağız çünkü filmin ilerleyen dakikalarında Aziz kafeden çıkıyor, hayatına devam ediyor, hatta bazen kafenin önünden geçiyor ama Burcu hala orada o şekilde.

Daha sonra Aziz’in iş yerine gidiyoruz. Erbil abi(Haluk Bilginer), Cevdet(Fatih Artman)ve Alp(Öner Erkan)’le beraber aynı iş yerinde çalışıyorlar. Şirkette aslında çok gündemde olan bir çift karşımıza çıkıyor. Bergüzar Korel ve Halit Ergenç çifti. Gerçek hayatlarından farklı karakterlere hayat veriyorlar bu filmde. Hatta aslında bir sosyal mesaj da veriyorlar diyebiliriz. Çok fazla kavga eden bir çiftler ve bu kavgalarını sosyal medya platformlarında paylaşıp tıklanma alıyorlar. Daha çok tıklanma almak için birbirilerini camdan atabileceklerini bile söylüyorlar. Bunu söylerken kızları çok tıklanma almalarından mutluymuş ve bunu onun için yapıyorlarmış gibi bir imaj çizmeye çalışıyorlar ancak burada aslında çocukları üstünden kötü anlamda kendini öne çıkarmaya çalışan çiftlere küçük bir sosyal mesaj veriliyor.

Daha sonra Aziz’i Alp’in partisinde görüyoruz. Alp aşırı zengin, partide çok arkadaşı var. Herkes Alp’e bayılıyor. Hatta Aziz partide bir kadınla iletişim kurmaya çalışıyor. Kadın konuşmaya direk Alp’i överek girmeye başlıyor. Aziz partiden sıkılıp evine dönüyor. Tam o anda görüyoruz ki Alp o kalabalığı parayla tutmuş. Aslında Alp filmin ''zengin yalnızı''. Yalnızlıktan hoşlanmıyor her durumda kendini çok fazla çevresi varmış herkes ona bayılıyormuş gibi tanıtıyor ama partiye bile ajanstan insan çağırarak kalabalıklaştıran biri. Her durumda Aziz’i evine davet ediyor. Hatta o eve kızlarla tek başına gidebileceğini de söylüyor. İşte Aziz’in yalanda burada aklına geliyor. Bu teklifi fırsata çevirmeyi düşünüyor tabii ki.

''Bir İhtimal Daha Var O Da Ölmek Mi Dersin?''

Erbil de filmimizdeki ''dul yalnız'' eşi Kamuran(Binnur Kaya) 10 yıl önce vefat etmiş. Bu süre zarfında mutfakta buzdolabının üstünde duran Kamuran’nın resmiyle konuşuyor. Filme absürtlük de biraz bu sahnelerde katılıyor aslında. Erbil’de ölüp Kamuran’ın yanına gitmek istiyor. Doktor 6 ay bile yaşayamayacağını söylemiş. Şirketten bir kadına aşık oluyor ama Kamuran buna engel oluyor. Hatta Kamuran Erbil’e bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin şarkısını ipucu olarak gönderiyor. Erbil Aziz’in zıt bir karakteri yalnızlık istemeyen biri.

Aziz evde ablası, eşi ve yeğeniyle yaşıyor. Yeğeni Caner(Göktuğ Yıldırım) biraz garip bir çocuk. Filmin en iyi oyuncusu kesinlikle diyebiliriz. Bu arada Göktuğ Yıldırım’ı ''Bir Başkadır''dan hiç konuşmayan çocuk olarak hatırlayabiliriz. Orada hiç konuşmayan Aziziler dizisinde de hiç susmuyor. Caner filmde psikoloğa götürülüp orada ''Denyonun önde gideni'' gibi bir teşhis koyulmuş bir çocuk. Caner küçük kabadayı olarak ortada dolaşan, annesinin babasının daha büyüğüymüş gibi davranan, barfiks sopasıyla Aziz’i döven bir çocuk. Atarlı, sinirli, evin tam bir kabadayısı. Caner’i izlerken aslında çok gülüyorsunuz. Bir çocukta böyle sözler çok komik geliyor ama belki Caner’in altında yatan bu sebebin anne ve babasının şımartması gibi yine bir sosyal mesaj barındırıyor aslında yaşadığımız bu gerçek hayatta çocukların etraftaki gördükleri şeyleri çok çabuk rol model alıp çok hızlı bir şekilde içselleştirdiğinin örneği aslında bize Caner. 

Aziz daha fazla bu kalabalık evde yaşamaya dayanamayıp Alp’in ona sunduğu teklif kabul edip eve kız atacağım diyerek tek başına Alp’in evinde yaşamaya devam eder. Yalnızlıktan çok mutludur ancak çok da uzun sürmez bu yalnızlık sevdası.

Filmde bir de Cevdet diye bir karakter var. Çok konuşmayan kendi dünyasında bir başka yalnız. Var mı yok mu belli değil. Varlığını bize sessizliğiyle kanıtlıyor. Pek derdi yok ama çok da derdi var gibi. Yani içimizdeki sessizlerden.

Erbil abinin filmin sonuna yaklaştığında kendini camdan atıyor. Kamuran’ının yanına gidiyor. Giderken de Aziz’e evinin anahtarını bırakıyor. Aziz’in yalnızlık isteğini bildiği için evi ona bırakmış. Aziz Erbil’in de fotoğrafını Kamuran’ın yanına asıyor. Erbil’le Kamuran işte tam burada kavuşuyor birbiriyle. Erbil abinin bıraktığı notta yazdığı ''ev senindir, yalnız kal, kal ama çok kalma, 10 gün hadi biraz da olsun en fazla bir ay kal. Bu arada beni hatırlamak istersen de masadaki şekerlikten şeker ye. Yalnız kalma.'' gibi cümleleri Aziz’i tabii ki çok etkiliyor. Aziz şekerliği açtığında karşına Burcu’nun kolyesi çıkıyor. Bu da Erbil’in Azize küçük bir mesajı gibi bir izlenim yaratıyor bize.

Bu arada Aziz’in Alp’in evin de yalnız kaldığı zamanlarda çekilmiş videoları Alp’in bilgisayarında karşımıza çıkıyor. Dosyanın adı "Azizler’’. Bu videoları sosyal medya da paylaşıyor. Aziz kolyeyi Burcu’ya vermeye giderken etrafındaki herkesin onu çekmeye çalıştığını görüyor ama tabii ki anlamlandıramıyor.

Burcu hala filmdeki tek repliğini sayıklar bir şekilde kafede oturuyor. Aziz kolyeyi verince Burcu’nun döngüsü tam bu noktada bitiyor. Aziz Burcu’dan ayrılmaktan vazgeçiyor ancak şöyle bir sahne düşüyor karşımıza. Çok fazla yalnızlık isteyen ve insanlardan uzaklaşmak isten Aziz artık bir sosyal medya fenomeni ve herkes onun fotoğraflarını çekmeye çalışıyor.

Azizler Aslında Bir Döngü Filmi

Filmin başı ve sonu aynı sahne arada gelişen Erbil’in ölümü dışında ve Aziz’in aslında yalnızlıktan kurtulmak isteyip daha çok tanınması dışında hiçbir şey yok. Burcu’nun sahnesiyle başlıyor ve onunla bitiyor. Arada gelişim gösteren şeyler bulmak çok zor. Yani normal bir giriş gelişme sonuç örgüsüyle karşılamıyoruz. Hatta aradaki işte o küçük değişimleri silersek film tamamen bir sonuç filmi. Başlangıç ve bitişi arasından hiçbir fark olmayan bir sonuç.

Aslında bir komedi filmi gibi bekliyorsunuz ya da karakomedi çıkar bu kadrodan diyorsunuz ama ortada beklenilen kadar bir komedi taşımıyor film. Daha çok toplumsal bir mesaj. Her yerde bu mesajdan var. Çocuk üzerinden tıklanma almaya çalışan bir aile. Parayla etrafına bir bakıma "takipçi’’ alan bir adam. Yemek yerken ve ya normalde sadece iş anlamdı iletişim kuran birisi. Küçük yaşında ileri derece de teşhis koyulmuş bir çocuk. Baktığınız da her şey de bir mesaj var.

Filmde tek bir Aziz var aslında ama filmin adı "Azizler’’ aslında burdaki "ler’’ eki bize filmde Aziz’in taşıdığı özelliklerin bir kısmının çevreye yayıldığını gösteriyor. Yani filmde bir çok aziz var ortak duygusu yalnızlık olan.

Erbil ve Aziz baştan sona zıt karakterler. Aziz yalnızlık istiyor, Erbil ise yalnız kalmamak için kendine bir eş hatta zaten yalnız kalamamak için kendini atıyor. Diğer karakterlerde de bu var. Ortak duygusu yalnız olan Azizler. Evet duyguyu gösteriş ve duygudan kurtulma istekleri farklı ancak ortadaki duygu yalnızlık.

Bir de şöyle bir konu var; senaryo İrem Sak’a yani namı değer "e kolye nerde?’’ repliğini söyleyen Burcu’ya gittiğinde ne tepki verdiğini çok merak ediyoruz. Çünkü baştan sonra tek bir replikle bu kadar çok konuşulacağını düşünmüş müydü acaba?

Azizler aslında türü komedi olarak görülüyor ama içeriğinde daha çok modern insanın patolojik yalnızlığını izlediğimiz bir film diyebiliriz. Herkesin çok sevip beğenebilceği bir film olduğunu düşünmüyoruz. Bu oyuncular ne film çekerse çeksin izlenir orası ayrı tabii ki ancak içerik olarak herkesin çok fazla sevip izleyeceği bir film değil. Yer yer sıkıcı şakalarıyla, yer yer absürt mizahıyla ve yer yer mesajlarıyla bu modern insan hayatını, biz seyirciye çok derine inmese bile en azından farklı bir bakış açısı kazandırmayı amaçlamış bir film olduğunu da söylemeden geçmek istemedik.


BENZER YAZILAR

Arafta "Sonsuz" Aşk: Kieslowski'nin Bez Konca'sı

Kocasının ani ölümünü kaldıramayan Ula üzerinden Sovyet rejimi baskısı altındaki Polonya toplumuna ayna tutan sonsuz bir başyapıt; Bez Konca filminin Ahlaki Kaygı Sineması üzerinden incelenmesi.

PROM’u İzlemeniz İçin 5 Muhteşem Sebep

Meryl Streep, Nicole Kidman gibi muhteşem oyunculuklar ile rengârenk ve ışıltı dolu bir atmosferin sunulduğu Netflix’in yeni yapımı PROM’u izlemeniz için 5 önemli sebebi sizler için derledik.


Paylaş