Bu sene hayatımıza katılan Gain platformuyla beraber farklı dizi ve belgesellerle karşılaştık. Bu belgesellerden biri de ''Bir Şifa Bağımlısının İtirafları''. Ela Başak Atakan'ın 2019 yılında çıkardığı aynı isimli kitabının bir belgesele dönüşmüş hali, Caner Özyurtlu'nun yönetmenliğinde bizim karşımıza sunuluyor. Bölümleri yaklaşık 18-20 dakika civarlarında olan bu belgesel 6 bölümden oluşmakta.

Ela Başak Atakan Kimdir?

Kendini her şeyden önce bir anne olarak tanıtıyor belgeselde.  Şu anda Koç Üniversitesi'nde senaryo dersleri veriyor ve film okumaları hazırlıyor. Bunların yanı sıra kendini ''bağımlı'' olarak tanımladığı alternatif tıp diyebileceğimiz şifa yöntemleriyle kişisel gelişimini sürdürüyor.

Şifa Bağımlısı Olma Süreci

Şifa bağımlısı olma süreci, kızının ''alopesi'' halk arasında ''saç kıran'' da diyebileceğimiz hastalığa yakalanmasıyla başlıyor. Hastalık bir bağışıklık sistemi hastalığı ve hastalığın kötü olan tarafı ise çaresinin olmaması. Bulabildiği bütün doktorlara götürüyor kızını, sadece Türkiye üzerinde değil dünyadaki bir çok doktora götürüyor ama her doktordan aynı kelimeleri duyuyor. 

Alternatif tıbba yönelmesini de zaten ''çaresizliği'' olarak adlandırıyor. Bir şey bulmak ve yapmak istiyor. Doktorlardan bir çare bulamayınca buraya yöneliyor. Bu yaşadıklarına çare bulmak adına bir çok şifacıya ve birçok yere gidiyor. Kendini açıklamaya devam ederken de zaten ''ipin ucunu bir yerde kaçırdım'' diyor. Kitabı da bu yolda yürüyen insanlara hem önayak olmak adına hem de ''ben çok şey yaptım siz yapmayın'' demek adına yazıyor. 

Bir Şifa Bağımlısının İtirafları Kitabının ve Belgeselinin Farkları

İkisinin de en başta çok güzel güzel olduğunu söylemek isteriz. Kitap daha çok Ela Başak Atakan'ın yaşam hikayesini bize anlatıyor. Yani kitabı okurken Ela Hanım ile şamandan çıkıp arı terapisine gidiyorsunuz, oradan çıkıp ozon terapisine gidiyorsunuz. Kitapta Ela Hanım'ın duyguları bize daha çok yansıyor, o an yaşadığı şeyleri hissediyorsunuz. O yolda bazen kahkahalar atıyorsunuz, bazen acaba, diyorsunuz.

Belgeselde ise bunun dışında Ela Hanım'ın gittiği bu alternatif tıp çeşitlerini bu işi yapan uzmanlardan öğreniyorsunuz. Belgesel gerçekte de çok bilgilendirici. Kitapta ''Bu tam olarak ne?'' diye bir soru takılıyorsa aklınıza hemen belgeseli izleyerek sorunuza cevap bulabiliyorsunuz. Belgeseli güzel yapan diğer bir faktörse gerçekten içinde işinin uzmanlarının yer alması. Bir durumu uzmanından dinlemek size gerçeği en net ve en temiz biçiminde yansıtıyor, kafanızda soru işareti bırakmıyor.

Bir Şifa Bağımlısının İtirafları Belgeseli

Belgesel toplam 6 bölümden oluşmakta. Her bölümde birbirinden farklı bir şifa yöntemi görüyoruz. Hatta belki çoğu duymadığımız şeyler. Biraz da belgeselin içindeki şifa yöntemi olarak Ela Hanım'ın gittiği şeylerden bahsetmek istiyoruz.

Şamanizm

Bizi ilk karşılayan yöntem Şamanizm oluyor. Şamanlar bulundukları topluluğun ''Kadın Rahipleri''. Belgeselde Şamanizm'i bize tanıtan, işinin uzmanı aslında metafiziğin dışında gerçek bilimden de yaralandığını belirtiyor. Yaptığı iş sırasında yaktığı şeylerden çıkan kokunun veya kullandığı duaların insanda rahatlama sağladığını söylüyor. Hatta Şamanizm'in dünyanın her yerinde olan bir kültür olduğunu öğreniyoruz.

Yoga

Bize bölüm içerisinde yoganın bir çok çeşidinden bahsediyor aslında. Kundalini, hamak yogası, kahkaha yogası, meditasyon gibi bir çok farklı çeşidini görüyoruz. Değişimin olmazsa olmazı olarak tanımlıyor Ela Hanım yogayı. ''Yoga mı insanı değiştiriyor yoksa değişmek isteyen mi yoga yapıyor?'' sorusu da Ela Hanım için bir bilinmez. Hatta bu herkes için bir bilinmez olabilir. Herkes rahatlıkla yoga yapabilir ve her insana hitap etmektedir. Çok fazla çeşidi olduğu için birini kendinize yakın bulmanız çok olası bir durum.

Bütüncül Tıp

Bu yöntem ise alternatif yöntemlerle klasik tıp yöntemlerinin bir bütün halinde harmanlanmasıyla oluşmuş. Hatta Ela Hanım'ın kızında da bir yaşa kadar işe yaramış bir yöntem. Uzmanların anlattıklarına göre sadece bedene bakmayıp aynı zamanda kişinin ruhuna da bakarak buna göre bir tedavi yöntemi çiziliyor. Yani aslında adı gibi kişiye bir bütün olarak bakıyor ve her kişinin kişisel bir plan üzerinde ilerlenmesi gerektiğini söylüyor.

Mindfulness

Asıl amacı duygu, düşünce ve duyumların kişiye ne dediğini anlamak. Bunu anlamak için bir durup bakmak. Bir şeyler yaşandığında bir adım geriye çekilip ne olduğunu fark edebilmeyi sağlamak.

Ozon Terapi 

Damar yoluyla kişiden kan alıp kanın bir set içerinde ozonlanması daha sonra ise bu kanın tekrar hastaya enjekte edilmesi. Yan etkisi yok ve doğal bir yol aslında. Yapılma sebebi ise kişideki yorgunluğu gidermek ve enerjisini arttırmak.

Access Bars 

Her insanın kafasının etrafında 32 tane nokta olduğunu söylüyor uzmanlar ve bu noktalara hafifçe dokunarak yapılan bir çalışma Access Bars. 32 noktanın temsil ettiği şeyler ise para, sağlık, cinsellik gibi bazı şeyler. Bu noktalara dokunulduğunda ise konuya ilişkin fikirlerin serbest kaldığını ve bunun da kişide bir rahatlama yarattığını söylüyorlar.

Titreşim Tıbbı

 Işıklarla retinayı uyarıp zihinde bir rahatlama yarattığını anlatıyor. Kişinin bağlı olduğu bir düşünceye titreşimlerle bir rahatlama sağlatıyor. Temeli kuantum teorisine dayanıyor. Her şeyin bir titreşimi olduğu görüşü hakim.

Telomer

Aslında içlerindeki en ilginç yöntem diyebiliriz. Telomer denen şey kromozomların bir parçası ve bu parçalar ne kadar çok koparsa insan ömrü o kadar kısa olurmuş. İlerleyen tıpla beraber kanser tedavileri araştırılırken bunu yenileyen bir enzim bulunmuş ve eğer bu üretilebilirse bu telomerler yenilenebilecek. Bunun yenilenme sonucunda da ölümsüzlük ortaya çıkabilecek.

Final

Sonuna gelecek olursak eğer Ela Hanım'ın ve kızının mutlu olduğunu görüyoruz. Kızı zaten mutlu bir çocuk. Ela Hanım'ın ilaç kutularını görüyoruz. Belki de içinde ilk defa gördüğümüz ilaçlar var. Belgeselde bize aynı zamanda bir psikolog da eşlik ediyor. Psikoloğun söylediği şeylerden bir tanesi de ''Ölümle ilgili halledilemeyen bir mesele'' olduğu. Bu yüzden insanlar bir şeylere bağımlı olur diyor. Ela Hanım kitabı yazarsa şifa  bağımlılığı biter diye düşünüyormuş ancak bitmemiş. Ara sıra hala bu tarz tedavileri deniyormuş. Bunu da yine kendisi söyle açıklıyor ''O an açılan umut kapısının iyi hissettiren bir şey olması''.

Hem belgeseli izlemenizi hem de kitabı okumanızı tavsiye ediyoruz. Herkesin bir gün şifasını bulmasını umut ediyoruz. Hem iyi okumalar hem iyi izlemeler.