Epik destan türünün ilk örneği Beowulf'un Dünya Edebiyatı'ndaki ayrıcalıklı yerinin tarihi süreçte kazandığı önem ve popülaritesi.

Beowulf Ortaya Çıkışı ve Kökeni

İlk kurmaca (edebi) eser olması ile bilinen Beowulf'un kökeni 6. yüzyıla dayanıyor. İngiltere, Normandiya Dükü I. William önderliğinde Normanlar tarafından işgal edildiğinde, bölgenin asıl dili Fransızca'nın oldukça ilkel bir versiyonu olmuştu. Yıllar önce İngiltere halkının ataları Britanya'ya geldiklerinde Cermen dilleriyle birleşmiş İskandinav ve Anglosakson dillerinin bir sonucu olan Eski İngilizce'yi konuşmaktaydılar.

Beowulf ise Fransız egemenliği altında bu eski İngilizce ile yazılmış bir eser olup, filologlara, tarihçilere ve edebiyatçılara geçmiş hakkında fazlaca bilgi vermesi ile tarihsel açıdan büyük önem taşımaktadır. 

Bu efsanenin ortaya çıktığı kesin dönemi belirlemek imkansıza yakında olsa da, bazı akademisyenlerce 6. yüzyılda bir yazar olan Tours'lu Gregory'nin Beowulf isimli bir kahramana değinmesi nedeniyle 6. yüzyıl denilmektedir. Fakat; İngiliz dilinin evrimleştiği dönemde destanın dil ve semantik unsurlarında da değişim yaşadığı düşünülmektedir.

Anonim olan eserdeki yazarın el yazısı analiz edildiğinde eserin teması ve motifleri doğrultusunda İsveç Kralı Büyük Cnut dönemine denk geldiği bilinmektedir. 11. yüzyılın başlarına denk düşen bu dönem neticesinde aslında Beowulf 400 yıl kadar eski bir geçmişe sahipti.

Beowulf'un İngiliz Edebiyatı'ndaki Yeri & Önemi

İçeriğinde pek çok fantastik karakter barındıran (ejderha, canavar vs.) bu destanın İskandinav hükümdarlarının davranış ve görünüşleriyle paralellik gösterdiğinden eleştirel anlamda atıfta bulunduğu düşünülmekte. Ayrıca MS 1000 yılından çok daha önceki İskandinavya hakkında çok az bilgi sahibi olmamıza katkı sağlayarak dönem ile alakalı önemli bilgiler sunar.

Destandaki pek çok betimleme Danimarka'yı tarif etmekte olup, İskandinav ve Cermen mitolojik karakterlerine benzerlik göstererek halk masalı kategorisinde Britanya'ya edilen ilk göçü tarif eder. Dine özgü terimler ve manevi güçlerin konu edildiği yazılar Anglosaksonlar arasında epey yaygın olsa da Beowulf aslında içerdiği bütün simgeleri ile Pagan bir eserdir.

Ancak İngilizce'nin modernleşmesi ile birlikte Nordik Paganlığı'nın yerini Hristiyanlık aldı ve canavar ya da şeytan gibi imgeler destanda değiştirildi. 

Özellikleri

Bu epik şiir ya da destan, 3182 dize içermesiyle eski İngilizcedeki en uzun eserdir. Konu edindiği savaş, mitoloji, macera, kahramanlık gibi temaları nedeniyle fantezi türünün ilk örneklerindendir. Oldukça yalın ama kinayeli diliyle edebiyat açısından türünün tek örneği sayılmaktadır.

İskandinav toplumunun sık sık istila edilmesinin korkusu, destandaki feodal düzen kaynaklı güçlü kral ve ona itaat eden sadık halkının kabileler halinde savaşa karşı direnmesi ile bağlantılı olduğu tahmin ediliyor. 

Önceleri Anglosakson şiiri yazılı hale gelmeden sözlü gelenekte yaygındı ve çoğunlukla şair ya da bilginlerin ezberlemek zorunda kaldığı mısra biçimleri içeriyordu. Bunun sonucunda hatırlamalarını kolaylaştıracak aliterasyon (aynı sesin veya hecenin tekrarlanması) teknikleri geliştirdiler.

Bunun yanı sıra Beowulf'da da görülebileceği üzere bir şeyin ya da birinin ismini direkt ifade etmek yerine metafor ile betimleyerek belirtilen retorik teknik kullanılmıştır. Bu retorik araç özellikle eski İngiliz şiirinde büyük önem taşımaktadır.

Epik Şiir Beowulf Konusu ve Özeti 

Beowulf destanı üç bölümden oluşmaktadır. Özeti şöyledir; Büyük Kral Shield Shafson'un soyundan gelen bugünki Danimarka Kralı Hrothgar refah ve zenginlik içinde yaşamını sürdürmektedir. Saltanat sürdürdüğü dönem savaşçılar ve şövalyelerin eğlenebileceği, ozanların şarkı söyleyebileceği ve lordlarından hediye alabilecekleri bir bal likörü salonu inşa ettirir.

Heorot isimli bu salon öyle gürültü ile dolar ki bataklıkta yaşayan vahşi bir canavar olan Grendel'i kızdırır. Grendel insanları öldürmeye, savaş çıkarmaya ve korkutmaya başlar. Yıllar süren durum neticesinde Geat'lı Beowulf isimli genç ve cesur bir adam olanları duyup Kral'a yardım etmek istediğini söyler. Savaştan oldukça ilham alan Beowulf küçük bir birlik ile savaşta bulunan Danimarka'ya doğru yelken açar.

Bir zamanlar Beowulf'un babasına iyilik sağlamış Kral, genç savaşçının teklifini kabul eder ve onun için ülkede bir şölen verir. Şölen esnasında kıskanç bir kaç kişi Beowulf'un cesareti ile alay eder ve onu küçük düşürmeye çalışır. Karşılık vermeyen Beowulf eğlenmenin tadını çıkarırken Grendel çıkagelir.

Beowulf vahşi canavar ile silahı olmadan korkusuzca savaşır. Grendel kaçmaya çalışırken Beowulf kolunu koparmayı başarır. Grendel bataklığa geri döner fakat bu kez bir cadı olan Grendel'in annesi intikam için geri döner. Beowulf cadının yaşadığı suya girer ve bu kez de onu yenmeyi başarır. Danimarka kırsalları artık güvenli hale geldiğinden Beowulf ayrılmak üzere yola koyulur lakin Kral ona oğlu gibi davrandığından onu hazineler ile ödüllendirir.

Hikayenin sonu elli yıl sonrasını konu edinir ve Beowulf artık tahta yükselmiş bir Geat Kralı'dır. Ancak bu kez de eski kralın günahları Beowulf'a musallat olmuştur. Devasa bir ejderha ile savaşması gerektiğini bilen yaşlı Beowulf son kez savaşa girer ve galip çıkarak ejderhayı etkisiz hale getirir. Kendisi de ölümcül bir yara alan Beowulf yaşamını yitirir ve Geat halkı tarafından vasiyeti üzerine kralların bedenleri ölümlerinin ardından yakılarak denize bakan bir höyükte gömülür. 

Beowulf'un Kazandırdığı İlham

Edebiyat ve tarih açısından büyük öneme sahip Beowulf'un tek elyazması örneği bugün Britanya Kütüphanesi'nde korunmaktadır. 1700'lerde çıkan bir yangın sonucu son anda kurtarılmayı başarmış olup unutulmaya yüz tutmuştur.

Ta ki 19. yüzyılın başlarında filologlar tarafından tekrar keşfedilip İngilizce'nin gelişiminde oynadığı rol fark edilene dek. 1936 yılında Oxford'lu bir akademisyen tarafından yeniden takdir kazanan Beowulf, inanılana göre fantastik bir örnek olan Lord of The Rings (Yüzüklerin Efendisi), The Hobbit ve The Chronicles of Narnia (Narnia Günlükleri) serisi için geniş çaplı bir ilham kaynağıdır. 

Bunun yanı sıra geç keşfedilmiş bu eser her ne kadar türünün tek örneği olarak anılıp, dil, tarih ve edebiyat açısından eşsiz görülse de, yaklaşık 1000 yaşında olmasına rağmen kendinden sonraki Chaucer, Shakespeare, Shelley gibi büyük yazarlar bu epik destandan bir haberdiler. Etkisini iyi anlamda yalnızca yirminci yüzyılın başlarında Geoffrey Hill, Ted Hughes, Seamus Heaney gibi romancı ve şairlerce gösterir.


BENZER YAZILAR

Stanford Hapishanesi Deneyi: Güç Yozlaştırır Mı?

Hala tartışılan ve psikoloji dünyasında büyük etkiler uyandırmış meşhur Stanford Hapishane Deneyi ve bu deneye imzasını atmış Philip Zimbardo'nun hayatı.

Zacharius Usta ve Kibir

Cenevre ve dünyanın pek çok yerinde saatleriyle ünlü olan Zacharius Usta'nın, bu ünü ve kibri için nelerden vazgeçtiğini ele alan Zacharius Usta kitabının incelemesi.


Paylaş