Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatı’nı etkileyen önemli yazar Sabahattin Ali’nin hayatını, edebi ve siyasi görüşünü, eserlerini ve kullandığı dil, üslubunu inceledik.

‘’Çiçek açsın mı gönlünüz? O zaman tebessüm ediniz zarifçe tüm anlamsız boş hüzünlerinize.’’  Sabahattin Ali, Yeni Dünya

Kaleme aldığı eserler ile dönemin edebi düşünce yapısını etkileyen aynı zamanda yön veren yazar, günümüzde de birçok yazara ışık olmuştur.

Sabahattin Ali Kimdir?

25 Şubat 1907’de dünyaya gelen yazar, sık sık yer değiştirdiği için ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit’in birçok okulunda okuyarak tamamladı. Çocukluk arkadaşı Ali Demirel’in hatırasında yazarın annesinin sinirli bir insan olduğunu, ruhsal sorunlarından ötürü defalarca intihara kalkıştığını ve Sabahattin Ali’nin çocukluğunda dış çevreye karşı kapalı olduğunu, eve gidip kitap okuyup, resim çizdiğini belirmiştir.

Farklı birçok okulda eğitim görse de başarılı bir okul hayatı yaşadı. Okulda olduğu süre boyunca arkadaşlarıyla birlikte gazete çıkardı, yazdığı şiir ve hikâyeleri çeşitli dergilere gönderdi. Edebiyat öğretmeni Ali Canip Yöntem’in yol göstermesiyle ilk kez Çağlayan ve Akbaba gibi dergilere hikâye ve şiirleri yayımlandı.

Günlük tutma alışkanlığı, tiyatro ve sinemaya ilgisi olan yazar, sanata karşı oldukça meraklıydı. 21 Ağustos 1927 tarihinde öğretmenlik diplomasını aldı.

Sabahattin Ali’nin Edebi Görüşü 

Yazar, edebiyat hayatına şiirler ile başladı daha sonraların da roman ve hikâyeler yazdı. Kaleme aldığı şiirler hece ölçüsü ve halk şiiri etkisindedir.

Roman ve hikâyelerin konuları genellikle Anadolu halkının yaşamı, toplumda var olan eşitsizlik, köylüleri küçümseyen aydınlardı. Tasvir yönü kuvvetli olan yazar ilk hikâyelerinde daha çok dış gözlemin etkisinde kaldı, daha sonraki yazılarında toplumsal gerçekliğe yöneldi.

Sabahattin Ali'nin dili

Etkileyici bir üslup ile yazdığı hikâye ve romanların dili canlı ve sadedir. Sabahattin Ali’nin eserlerinde kullandığı dil, yabancı sözcüklere olduğu gibi şive ve ağızlara da kapalı, herkesin okuyabileceği ve anlayabileceği bir dildir. Cümleleri genellikle kısa ve anlaşılır, betimleme ve sıfat kullanımı sınırlıdır. Kullandığı kalem ile Anadolu ve köylü insanı onun nezdinde düşkün ve karamsar değil, dost canlısı iyiyi arayandı.

Eserlerinde realist ve natüralistti. Toplumsal gerçekçiliğin ilk başarılı örneklerinden biri sayılan eseri Kuyucaklı Yusuf’tur. Kitabın ana kahramanı olan Yusuf’un Anadolu’daki toplumsal gerçeklik üzerine tutulan bir aynadır.

Yazar,  köy ve kasaba öykücüsü olarak nitelendirildi. Aynı zamanda yazdığı eserler ile hikâyeciliğe gerçekçi ve toplumcu bir anlayış getirdi. Olayları ele alış biçiminde çevre betimlemeleri ve psikolojik çözümlemelerinde oldukça başarılı yazılar ortaya çıkardı. Edebi eserler üzerine yapılan eski-yeni tartışmalarını gereksiz olarak değerlendirdi.

Otobiyografik romanı İçimizdeki Şeytan’da yalnızlığı, kararsızlığı, kendini bulma sürecindeki bunalım ve iç çatışmayı ele aldı. Anı biçiminde yazılan Kürk Mantolu Madonna’da ise uygarlık içinde var olan çelişkilerin iç konuşma, bilinç akışı gibi teknikler ile ele aldı. Yazar, maupassant (olay) hikâye anlayışını sürdürdü.

1936 tarihinde Varlık Dergisi, Muzaffer Reşit’e verdiği röportajdan bir kesit;

Edebiyatımızın hangi istikametlerde ve nasıl gelişmesine taraftarsınız, bunun için ne gibi şartları lüzumlu görüyorsunuz?

-Edebiyat, hatta alelumum sanat, bence sanatkârın düşündüğü ve duyduğu bir fikrin ve bir hissin ortaya atılması, tamim edilmesi demektir; yani bir nevi propagandadır. Sanatın bir tek ve sarih maksadı vardır: İnsanları daha iyiye, daha doğruya, daha güzele yükseltmek, insanlarda bu yükselme arzusunu uyandırmak. Sanatın ve burada mevzuumuz edebiyat olduğuna göre edebiyatın, bu manada gelişmesini isterim. Bunun yapılabilmesinin birinci şartı ise, muharrire realist olmak müsaadesinin verilmesidir.

Sabahattin Ali'nin Siyasi Görüşü

Fikir hayatına Türkçülük düşüncesiyle başladı, Ziya Gökalp’i ‘’Milliyet aşkını gönüllere serpen nebi’’ olarak niteledi. Siyasi görüşü ve kaleme aldığı hicivler sebebiyle Aydın’da üç ay, Konya’da bir yıl hüküm giydi. 1933’de Cumhuriyet’in 10. Yıldönümünde çıkarılan af ile serbest kaldı.

Tutuklanmasının ardından tek partili yönetime daha sert ve eleştirel bir üslup kullandı. Yazarın tutukluluğu hakkında Hasan İzzettin Dinamo, ‘’Konya’daki bu şiir ihbarı olmasaydı onun solculuğu tatlı bir gevezelik olarak kalacaktı’’ ifadelerini kullandı.  Parti çalışmalarını ‘’baskıcı’’ şekline nitelendiren yazar, genel olarak tek parti yönetimine karşı sert ve eleştirel bir tutum sergiledi. 

Sırça Köşk adlı eseri bu tutumundan izler taşıdığı için Bakanlar Kurulu tarafından toplandı. İçimizdeki Şeytan romanında eleştirdiği kesimler yüzünden birçok tepkiye maruz kaldı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevden alındı. 1945 yılında İstanbul’a gelerek gazetecilik yapmaya başladı.

Yeni Dünya gazeteleri Tan gazete olayları sorasında fıkralar yazdığı La Turquie, yıkıma uğrayınca işsiz kaldı. Bunun üzerine, 1946’da Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin ile birlikte ‘’Marko Paşa’’ adlı mizah dergisini çıkarmaya başladı.1946-47 yıllarında Marko Paşa kapatılınca ‘’Malum Paşa’’, o kapatılınca ‘’Merhum Paşa’’, o da kapatılınca ‘’Öküz Paşa’’ gibi siyasal mizah dergileri çıkarmayı sürdürdü. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazıları yüzünden üç ay hapis yattı.

Sinop, cezaevi.

Sabahattin Ali'nin Eserleri 

1937’de yayımlanan "Kuyucaklı Yusuf" romanı, gerçekçi Türk romanının örneklerinden biridir. Roman, Tan gazetesinde tefrika edildikten sonra basıldı. Askerdeyken başladığı ve günü gününe yazıp gazeteye gönderdiği Kürk Mantolu Madonna romanı, Büyük Hikâye adı altında kırk sekiz sayı şeklinde yayımlandı. Yazarın romanlarında ilk sevgi ve aşk gibi bireysel temalar ön plana çıksa da ilerleyen zamanda evlilik, sosyal sorun ve iletişimsizlik üzerinde durdu. 

1933’ten sonra Varlık dergisinde yayımladığı Kırlangıçlar, Arap Hayri, Pazarcı, Kağnı gibi öyküleriyle dikkat çekti.

1940 yılında yayımlanan İçimizdeki Şeytan romanı aydın kesime karşı yazarın eleştirel ifadelerden izler taşır. Sabahattin Ali, bu romanında aydın kesimdeki yozlaşma üzerinde durdu. 

Kaleme aldığı romanlardaki kişileri mekânlara göre seçer.  Kuyucaklı Yusuf romanında köylüler, memur ve kasabalılardan, İçimizdeki Şeytan’da yazar, profesör, öğretmenden oluşur.

Kürk Mantolu Madonna, ilk basım

Sabahattin Ali'nin Öyküleri

1935’te çıkardığı ilk öykü kitabı Değirmen'de on altı, 1936’daki Kağnı’da on üç, 1937’deki Ses’de beş, 1943’teki Yeni Dünya'da on üç ve 1947’deki Sırça Köşk’te on üç öykü olmak üzere toplamda altmış öykü kaleme aldı. Son kitaplarında yazdığı dört öykü ile birlikte sayı altmış dörde çıktı.

Sabahattin Ali'nin öykülerinde ele aldığı, işlediği konular

Romanlarında olduğu gibi öykülerinde de dönemin siyasi ve sosyal durumunu ele aldı.İlk öyküsünü (Bir Orman Hikâyesi,1930) Resimli Ay dergisinde yayımladı. Öykülerinde sevgi, aşk, kırsal sorunlara değindi. Çeşitli dönemlerde hapiste yatan yazar, öykülerinde bu yaşantısını da yansıttı. "Duvar", "Katil Osman", "Şaka" adlı öyküleri hapishane yaşamı üzerinde durdu.

Öykülerinde de yalın bir dili tercih eder.  Öykülerinde ki karakterler kimi zaman hayvanlardır. "Kırlangıçlar" adlı öyküsünde insan karakteri bulunmaz. Yazar eserinde iki kırlangıcın aşk hikâyesini ele alır.  "Bahtiyar Köpek" adlı öyküsünde insan karakteri bulunsa da asıl rolü köpektir.

Sabahattin Ali'nin Şiirleri

Sabahattin Ali, yazmaya şiirler ile başladı. Hece ölçüsü ve halk şiirinin izleri görülen ilk şiirini 1926’da Çağlayan'da yayımladı.  Daha sonrasında 1926-28 yılları arasında Serveti Fünun, Güneş, Hayat, gibi dergilerde yazdı.Şiirler de kaleme alan yazarın toplamda yetmişten fazla şiiri bulunur.

1931-1934 yılları arasında Dağlar ve Rüzgâr adlı kitabında yirmi sekiz tanesini yayımlandı. 1926-1928 yıllarında kaleme aldığı yirmi bir şiiri Kurbağanın Serenadı adlı defterde toplandı. Şiirlerinde de tema tıpkı romanlarında olduğu gibi aşk ve sevgidir. Yazarın kaleme aldığı şiirler Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli ve Edip Akbayram gibi isimler tarafından bestelendi.

Sabahattin Ali, arşivden.

Sabahattin Ali Hakkında Yapılanlar

Kuyucaklı Yusuf ile yazarın Hanende Melek, Hasanboğuldu, Kağnı, Ses gibi hikâyeleri Metin Erksan ve Feyzi Tuna gibi yönetmenler tarafından sineme ve televizyona uyarlandı. Aldırma Gönül, Leylim Ley, Göklerde Kartal Gibiydim gibi birçok şiirleriyse Ahmet Kaya, Sezen Aksu, Zülfü Livaneli gibi birçok sanatçı tarafından bestelendi.

A’dan Z’ye Sabahattin Ali kitabını yayımlayan Sevengül Sönmez geniş çaplı bir çalışma yayımladı. Başın Öne Eğilmesin eseriyle yazar hakkında çalışmaları yayımlayan Hıfzı Topuz, Orhan Kemal Roman Armağanı ödülünü kazandı.Yazar hakkında, "Sabah Yıldızı Sabahattin Ali" adlı bir film ve "Portreler Galerisi- Sabahattin Ali" belgeseli yapıldı.

Kaleme aldığı eserler ile Türk öykücülüğüne yön veren Sabahattin Ali, birçok yazara ilham oldu. Eserlerinde kullandığı sade ve etkili dil, dönemin toplumuna ayna oldu. Yazarın kaleminden dökülen satırları okuduğunuzda eski bir dostunuz ile karşılaşmış gibi hissedeceksiniz.

Keyifli okumalar.

Kaynak:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sabahattin_Ali

https://tr.wikipedia.org/wiki/Sabahattin_Ali_bibliyografyas%C4%B1

https://www.biyografya.com/biyografi/11104


BENZER YAZILAR

İlklerin Yazarı Giovanni Boccaccio Biyografisi

İtalyan Edebiyatı'nın önemli yazarı Giovanni Boccacio tarafından yazılmış, bilinen ilk hikaye olma özelliğiyle Decameron'un incelemesi ve yazarın biyografisi.

Türk Edebiyatı'nda Devrim Niteliğinde Dönem: Tanzimat Edebiyatı

Divan Edebiyatı'nın ardından yenilikçi bir dönem olan Tanzimat Edebiyatı, Türkiye'de yeni edebi türlerin denenmesi ve Türkçe'nin gelişmesi yönünde oldukça büyük rol oynamıştır.


Paylaş