‘’Okunacak bir sürü iyi kitap var, oturun da okuyun biraz. Oturun şuraya da ruhunuzu kurtarın!’’ Uğultulu Tepeler, Emily Brontë

İngiliz edebiyatının en önemli romanı olarak anılan 'Uğultulu Tepeler'in yazarı Emily Brontë'nin edebiyat hayatını yakından ele aldık. Yaşadığı dönemde var olma sıkıntısı çeken yazar, dönemin getirdiği yasaklar yüzünden eserlerini yayımlamada ve okuyucularla buluşturmada sorunlar yaşamıştır. Brontë, ilk önce şiirler yazmış ancak Viktorya dönemindeki katı kurallar yüzünden ve kadının ikinci planda tutulmasından dolayı, şiir kitabını kendi adıyla değil, takma adıyla(Ellis Bell) yayımlamak zorunda kalmıştır.

Bu yazıda:

Emily Brontë kimdir?

Edebiyat hayatı ve kaleme aldığı tek roman olan Uğultulu Tepeler üzerinde duracağız.

Emily Brontë Kimdir?

Emily Brontë, 1811 yılında fakir bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Üç kız (Charlotte, Emily, ve Anne) ve bir erkek kardeşi (Branwell) vardır. Yazar, Patchett’in Kızlar Akademisinde çalışmış, kısa bir süre sonra kardeşi ile birlikte özel bir okula devam etmiştir. Küçük yaşta annesini kaybeden yazar ilerleyen yıllarda fiziksel ve akli sıkıntılar çekmiştir. Yas duygusu ile birlikte gelen hayal dünyasına sığınma isteği kardeşleriyle birlikte hayali yerler düşlemeye sebebiyet vermiştir. Kurdukları dünyaların isimleri hikâyelerinde yer almaktadır.

Yazarın şiirdeki yeteneği ailesi tarafından küçük yaşta keşfedilmiş, bunun üzerine kız kardeşleri ile birlikte ortak bir şiir kitabı yayımlamıştır. Yaşadığı çevrenin vermiş olduğu yalnızlık duygusuyla kendine has bir dünya geliştiren yazarımız oldukça farklı bir üslupla bir de roman ele almıştır. Kaleme aldığı roman üzerinden hayatı hakkında birçok ipucu elde edebiliyoruz. Dönemin romanlarına göre farklı bir yapıdadır bu nedenle İngiliz edebiyatının da klasikleri arasındadır.

Kaleme Alınan Tek Roman:Uğultulu Tepeler veyahut Diğer Adıyla Rüzgarlı Bayır 

Uğultulu Tepelerin yazarımızın kaleme adlığı tek roman olduğunu biliyor muydunuz? 

Şiir konusunda oldukça yetenekli olsa da edebiyat dünyasına bıraktığı tek romanı olan Uğultulu Tepeler ile büyük bir başarı yakalayan Emily Brontë'nin romanı ilk kez 1847’de yayımladı. Dönemin getirmiş olduğu baskıcı yanlar, kadının toplumda ikinci planda yer alması yazarın mahlas kullanmasına sebebiyet veriyordu bu yüzden romanın ilk baskısını "Ellis Bell’’ ismi ile yayımladı. Yazarın ölümünden sonra kız kardeşi eseri tekrar hazır hale getirmiş lakin bu sefer Emily’nin gerçek adı ile ikinci basım yapılmıştır. "Rüzgârlı Bayır’’ veya özgün adıyla "Wuthering Heights’’ ismi konu aldığı hikâyenin figürlerinden olan bir malikâneden gelmektedir.

İngiliz edebiyat klasiklerinden sayılan roman yayımlandığını andan itibaren dönemin eleştirmenleri tarafından olumlu ve olumsuz birçok tepki ile karşılaşmıştır. Yazar, küçüklüğünden beri köy evinde yaşadığı ve insan ilişkileri oldukça kısıtlı olduğu için romanında olabildiğince hayal gücünü kullanıp kendi yaşadığı çevre gibi toplumdan uzak bir mekân ve toplumla ilişkileri olduğunca zayıf karakterler seçtiğini görüyoruz. Karakterler arasındaki aşkı normal bir biçimde ele alamayan yazar insan yaşamı ve karakter detaylandırma konusunda oldukça bilgisizdir. Romanda, romantik dönem özellikleri ya da medeniyetten uzak malikâneler içinde gizemli ve doğaüstü varlıklarla dolu bir yapı görebiliriz.

Roman üç ciltten oluşmaktadır.  Son cilt yazarımızın kız kardeşi Anne tarafından yazılan "Agnes Grey’’ isimli romandır. Yıllar içinde eserin popülerleşmesiyle birkaç film ve müzikal, radyo ve televizyon oyunları olarak sergilenmiştir.

Uğultulu Tepeler, ilk basım

Emily Brontë'nin günlüğü (1837), İngiliz Kütüphanesi

Özetle,

Kendi döneminde birçok sıkıntı ve baskıyla karşılaşmış olsa da yazarımız, hayal dünyasıyla bütünleştirdiği bir eser ortaya çıkarmıştır. Dönemin tutucu toplum yapısının tam tersi bir olay örgüsünü ele alan yazarımız çocukluğunun getirmiş olduğu yalnızlık duygusunu, karakterler üzerinden tasvir ederek bir başyapıt ortaya koymuştur. Dönemin eleştirmenleri tarafından tepki görse de Victoria dönemini farklı bir bakış açısıyla sunmayı başarmıştır. Yazarımızın o dönemde kaleme aldığı çalışmalardan çok azı bugüne ulaşsa da romanı bir İngiliz edebiyatı klasiği haline gelmiştir.

Dikkat edin bu klasiği okurken neredeyse bütün karakterler ile kavga edebilirsiniz. Kitabın son sayfasını kapattığınızda yazara aşk gerçekten böyle keskin bir şey mi, diye sorabilirsiniz.

Kaynak:

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/15360


BENZER YAZILAR

Ernest Hemingway: Savaşın ve Umudun Yazarı

Amerikan edebiyatının en yalın diline sahip yazarlarından biri olan Hemingway’in eserlerine ilham olan yaşamı.

Üç Büyük Edebiyat Akımı: Klasisizm, Romantizm ve Realizm

Edebiyatın şekillenmesinde etkili üç büyük akım klasisizm, romantizm ve realizm akımları nasıl ortaya çıktı, bu akımların konusu ve dili nasıl, temsilcileri kim, ülkemizde nasıl gelişti?


Paylaş