Şahane Hayat
Tür: Film
Yöneten: Frank Capra
Yapım: ABD / 1946 / Siyah Beyaz / Türkçe Altyazılı
Oyuncular: James Stewart, Donna Reed, Lionel Barrymore, Henry Travers
Yer: Beykoz Kundura
Tarih: 24-25-26 Aralık 2021
Biletler: beykozkundura.com
Orijinal ismi It’s A Wonderful Life olan 1946 yapımı film, Beykoz Kundura ile birlikte yeniden beyazperdeye çıkıyor. Şahane Hayat, Amerikan sinema dünyasının en görkemli 100 yapımı arasında yer alıyor. Film, zamansız bir noel klasiği. Yönetmen Frank Capra aynı zamanda filmin yapımcılığını da üstleniyor.
1946 yılında çekilen film 2019 yılında restore edildi ve 4K çözünürlüğe yükseltildi. Beykoz Kundura’da yapılacak bu gösterimde de yüksek çözünürlüklü versiyonu sunulacak.
Şahane Hayat beyazperdeye, Philip Van Doren Stern’e ait olan “The Greatest Gift” isimli öyküden uyarlandı. George Bailey’nin, doğup büyüdüğü Bedford Falls halkının, hayalleri pahasına da olsa zengin ve cimri Mr. Potter’ın eline düşmesine engel olma hikayesini anlatıyor. Bailey, Mr. Potter’ın entrikaları ve kaybolan bir para sebebiyle Noel arifesinde intiharın eşiğine geliyor ve onun kurtarıcısı da Clarence isimli bir melek oluyor.
Bir kişinin yaptığı iyiliğin bile ne kadar fazla insanın hayatını değiştirebileceğine yönelik bir öykü. Hem iç ısıtıyor hem de ilham veriyor.
Şahane Hayat filminin beş farklı dalda Oscar adaylığı bulunuyor. Zamana meydan okuyan bu filmi tüm aile keyifle izleyebilirsiniz.
Dinleyen Gözler İçin
Tür: Sergi
Küratör: Melih Fereli
Sanatçılar: Joseph Beuys, Barbara Bloom, John Cage, Henning Christiansen, Osman Dinç, John Driscoll, William Engelen, Hreinn Friðfinnsson, Dick Higgins, Július Koller, Jarosław Kozłowski, Hans Peter Kuhn, Füsun Onur, Lene Adler-Petersen, Annette Ruenzler, Carles Santos, Michael Snow
Yer: Arter
Tarih: 31 Aralık 2021'e kadar
Bilgi: www.arter.org.tr
Dinleyen Gözler İçin sergisi, Arter Koleksiyonu’ndan oluşturulan bir grup sergisi. Sergide birçok müzikle güçlü bir bağ kuran 23 esere yer veriliyor. Ziyaretçiler, galeri alanındaki sessizliğin içerisinde yapıtlardan yükselen sesleri keşfediyor ve hayal ediyor. Sergi, duyu sistemimizdeki imgesel ve yaratıcı güçleri görmemize engel olan perdeyi aralıyor ve bizi, görme ve dinleme biçimlerimizi farklılaştırmaya yönlendiriyor.
Sergide tamamen sessiz eserler ile az sayıdaki ses içeren eserler aynı mekanda bulunuyor. Bu yolla hayal gücü ve gerçeklik arasında gidip gelen bir düşünce oluşturmak amaçlanıyor.
Gurbet Artık Bir Ev
Tür: Film
Yer: İstanbul Modern
Tarih: 25 Aralık 2021’e kadar
Kayıt: www.istanbulmodern.org
Goethe Institut İstanbul ve İstanbul Modern Sinema işbirliğiyle, Türkiye’den Almanya’ya göç hikayesinin 60 yılını takip eden bir seçki sunuluyor. Gurbet Artık Bir Ev isimli programda son 10 senede üretilen filmler yer alıyor. Bunların ortak özelliği ise; hızla küreselleşen dünyaya özgü krizlerin yansımalarının görülmesini, Avrupa’da Müslüman olmayı, ırkçı bir terör örgütü olan NSU’nun (Nasyonal Sosyalist Yeraltı) yükselişini ve farklı kimliklerin bir arada yaşamasını konu edinmeleri. Filmler, Türkiye’deki Almancı imajına da yeni bir bakış açısı ve yaklaşım getiriyor. Aynı zamanda Almanya’da göçün öznelerini en baştan tanımlıyor.
Pınar Öğrenci, programın isim babası olan Gurbet Artık Bir Ev filminin yönetmeni. Aynı tarihlerde etkinlik ile beraber yönetmenle yapılacak olan söyleşi de YouTube üzerinden yayınlanacak.
Bir Delinin Hatıra Defteri
Tür: Tiyatro
Yazan: Nikolay Vasilyeviç Gogol
Uyarlayan ve Yöneten: Cem EmülerIşık
Oynayan: Erdal Beşikçioğlu
Yer: Fişekhane Ana Sahne, İstanbul
Tarih: 23 Aralık 2021
Saat: 20:30
Biletler: www.biletix.com
Bir Delinin Hatıra Defteri, Gogol’un aynı isimli kitabından uyarlandı. Yaşadıklarıyla başa çıkmaya çalışan bir adamın kendi hatıra defterine yazdıklarını konu alıyor. Erdal Beşikçioğlu’nun tek başına sergilediği oyun, aslında bir delinin hatıra defterini değil, yaşadığı gerçeklerle başa çıkamayan ve adım adım deliliğe yol alan bir adamın defterinde yazanları sahneye koyuyor.
Baş kahraman Popriçin, küçük bir devlet memuru olan Çar 1. Nikolay'ın baskıcı devrinde yaşayan biri. Oyun, onun yaşadığı tekdüze ve sıkıcı hayatını anlatıyor. Bu hayatı hareketlendiren ve bir girdaba dönüştüren şey ise Popriçin’in müdürünün kızına duyduğu aşk.
Popriçin’in yaşadığı psikolojik gel-gitler ve baskıcı sistemde boyun eğmeme çabaları, kendisini İspanya Kralı sanmasına kadar ilerliyor ve sonunda bir akıl hastanesine yatırılıyor.
BENZER YAZILAR
Kakaonun Dönüşümü Ve Belçika Çikolata Sanatı
Kökeni Güney Amerika’ya dayanan Avrupa’da bugünkü halini alan kakaonun hikayesi
Hamburger Nasıl Ortaya Çıktı? Nasıl Benimsendi?
Fast food ‘un gözdesi hamburgerin tarihçesi ve gurme burger trendi hakkında bilgi