150’den fazla kilise ile Türkiye’deki herhangi bir şehirden daha fazla kiliseye sahip olan İstanbul’da hristiyanlığın tarihi 4. yüzyıla dayanmaktadır. Bu tarihten itibaren farklı mezheplerden birçok kiliseye ev sahipliği yapan İstanbul’da bazı hikayeler kalabalık ve karmaşa sebebiyle sönükleşip, ziyaretçiler tarafından göz ardı edilebilir. Bu durumu azaltmak adına birbirinden zengin tarihleri ve büyüleyici mimarileriyle İstanbul’un kimi gözler tarafından aşina olunan fakat birçok kişi için gizemini hala koruyan 6 kilisesinin hikayesini sizler için derledik.
Kırım Kilisesi
İstanbul’un Beyoğlu ilçesine bağlı, Serdar-ı Ekrem Sokağında bulunan Kırım veya Kırım’ı Anma Kilisesi, görkemli Neo-gotik mimarisine rağmen bahçesinde bulunan onlarca ağaç sayesinde gizli kalmayı başarabilmiş bir yapıdır. 1868 yılında Kırım savaşında hayatını kaybeden İngiliz askerleri adına eski bir Rum mezarlığı yerine inşa edilmiştir. Kilisenin çizimleri, Londra’daki Kraliyet Adalet Mahkemesi (Royal Court of Justice) gibi binaların tasarımını da üstlenen George Edmund Street tarafından yapılmıştır.
Bir rivayete göre Kilise, kullanıma açıldıktan sonra gerek arazi tahsis etmesi gerekse verilen izinler dolayısıyla Kraliçe Victoria, teşekkür amacıyla dönemin padişahına Londra’da dahi yeni üretime geçilmiş olan otomobillerden birisini hediye eder ve bu araç İstanbul’a gelen ilk otomobil olur. Fakat, İstanbul’a gelen aracın ömrü kısa olur zira otomobili gören dönemin şeyhülislamı verdiği fetva ile aracı “şeytan işi” ilan eder ve böylece İstanbul’un ilk otomobili Sarayburnu’ndan denize atılır. Gelen hediye yerinde durmasa da bir Anglikan kilisesi olarak görev yapan Kırım Kilisesi, ilk günkü görkemi ile ziyaretçilerini olduğu yerde beklemektedir.
All Saints Moda Kilisesi
İstanbul Presbiteryen Kilisesi olarak da bilinen All Saint Moda Kilisesi, Kadıköy’ün Moda semtinde yer alır. 1878 yılında bölgede yaşayan İngiliz ailelerin inisiyatifiyle kurulan kilise ilk dönemlerde İngilizlerin ibadeti üzerine ayrılmış olsa da zamanla cemaatinde yaşanan değişikler sebebiyle ibadet diline Türkçe de eklenmiştir. Binanın mimarı aynı zamanda Kırım Kilisesi’nin de çizen G.E Street’tir.
Samimi ve sıcak görüntüsü, adeta bir masal evini anımsatan konik çatısı ve renkli vitraylarıyla tamamlanır. Kilise, çevresindeki ağaçlar ile bir uyum içindedir ve göreceli olarak küçük olması sebebiyle ağaçlar arasında kaybolur. Cemaatinin çoğunluğu Kadıköy’de ikamet eden Protestan vatandaşlardan oluşmaktadır.
Panayia Avangelistria Rum Ortodoks Kilisesi
Beyoğlu’na bağlı Dolapdere semtinde yer alan Panayia Avangelistria Kilisesi, Petrakis Mimaridis tarafından 16 yılda inşa edilmiş ve 1893 yılında tamamlanmıştır. Yapıldığı dönemin mimarisini yansıtan Kilise, Neo-Gotik bir üsluba sahiptir. Tanzimat dönemi ile birlikte yapılan yenilikler sonucu yeni kiliselerin inşa edilmesine izin verilmesi ile birlikte aynı yerde bulunan ahşap kilise sökülür ve yerine Malta’dan getirtilen düzgün kesme taşlar ile yapının kendisi, kubbeler ve dış tasarımındaki süslemeler yapılır. Rivayete göre kilisenin üzerine o kadar düşülür ki, dünyanın en güzel sesli kilise çanlarının yapıldığı Rusya’dan bir çan sipariş edilir. Çanın hazırlanışı için altın ve gümüşün karıştırıldığı bir bileşim hazırlanır ve Rus kırsalında belli başlı otların karıştığı sularda yavaş yavaş yapılır. İki kuleli kilisenin diğer çanı için ise Osmanlı’daki usta zanaatkarlara sipariş verilir. Bu ikiz çanların sesi 100 yıldan fazla semtteki Ortodokslara seslense de maalesef 2005 yılında çalınmıştır.
Kanlı Kilise
Kanlı Kilise veya Moğolların Azize Meryem Kilisesi, İstanbul’un Fatih ilçesine bağlı Tevkii Cafer Mektebi Sokakta yer alan kilise, çoğunlukla halka açık değildir. 1281 yılında inşa edilen tek kubbeli kilise, İstanbul’un fethinden önce inşa edilmiş ve camiye çevrilmemiş tek kilise olma özelliğini de taşır. Yoğun bir gül kırmızısı rengine sahip olan kilisenin ilginç bir hikayesi vardır.
1261 yılında artan Moğol akınlarına karşı önlem almak adına Bizans İmparatoru VIII Michael Palaiologos gayrimeşru kızı prenses Maria’yı İlhanlı hükümdarı Abaka Han ile evlendirir. Fakat bu evlilik çok uzun sürmez ve prenses Maria henüz yoldayken Abaka Han ölür. Zamansız ölüm üzerine Maria Konstantinopolis’e geri döner ve Kanlı Kilise olarak anılan kilisede rahibe olur. Kilisenin ilk adı Yunanca Muchliótissa yani Moğollar anlamından gelir. Diğer adı ise İstanbul’un Fethinden sonra özellikle Fener bölgesinde şiddetli çatışmalar çıkması sonucu Ortodoks cemaatinde pek çok ölüm yaşanır. Cemaatin yaşadığı kayıplar ve akan kanların Haliç’e karışması sonucu kilisenin adı Kanlı Kilise olmuş.
Fetihten sonra kubbeli bütün ibadet yerleri camiye çevrilmiştir fakat Fatih Camii’nin mimarı Cristodulos’un dileği sonucu kilise annesine bağışlanır ve muafiyeti resmileştirmek için Fatih tarafından kilisenin camiye dönüştürülmemesi adına bir ferman yayınlanır. Kilise çoğunlukla halka açık olmasa da bugün hala Fatih’in vermiş olduğu ferman kilisenin duvarında asılı bir vaziyete görülebilir.
Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi
Beyoğlu’na bağlı Karaköy semtine bulunan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi’nin yapımı 1360 yılında tamamlanmıştır. İstanbul’da bilinen en eski Ermeni kiliselerinden birisi olma özelliğine sahip kilise, Aziz Krikor’a ithaf edilmiştir. Kilise, 1731 ve 1771 yıllarında çıkan yangınlarda ve 1958 yılında yol yapımı kapsamında tamamen yok olsa da tekrar aslına uygun kalınarak inşa ettirilmiştir. Mimari üslubu açısından İstanbul’da tamamen klasik Ermeni mimarisini yansıtan tek Ermeni kilisesidir ve Kars’ta bulunan Ani Tigran Honents Kilisesi örnek alınarak yapılmıştır. İbadete açık olan kilisenin duvarlarında hala eski yazıtları ve porselenleri görmek mümkündür.
Aya Kiryaki Kilisesi
Aya Kiriaki Rum Ortodoks Kilisesi, 1894 yılında Fatih’in Kumkapı semtine Periklias Fotiatis tarafından inşa edilmiş ve adını da aldığı azize Kiryaki’ye ithaf edilmiştir. Azize Kiryaki 3. yüzyılda yaşamış, romalı bir ailenin kızıdır. Bir gün sokakta Kiryaki’yi gören Pagan bir genç, kıza anında âşık olur fakat Kiriaki vücuden ve ruhen kendini İsa’nın yoluna adamıştır ve genç adamı reddeder. Oğlunun, aşkından Hristiyan olacağından korkan baba, Kiryaki ve ailesini bölge komutanına şikâyet eder ve Kiryaki, ailesiyle birlikte acımasız işkencelere maruz kalır. Fakat bu aşamada tanrı devreye girer ve ateşle yakılmaya çalışıldığında yağan yağmur ateşi söndürür. Aslanlara yem edilmeye çalışılır fakat aslanlar Kiryaki ile karşılaştığında evcil birer hayvana dönüşür. En son kafası kesilerek idam edildiğinde tanrı onu yanına alır ve azize ilan edilir. Kiryaki’nin yortusu her yıl 7 Temmuz’da kutlanmaktadır.
İstanbul’daki en duru eklektik mimarilerinden birisi olan Aya Kiryaki Kilisesi, kesme taşlardan inşa edilmiştir ve 20 metre yüksekliğindedir. Kilisenin içerisinde birçok ikona bulunmaktadır. Bunlardan en ünlüleri kubbesinde bulunan Pantokator İsa ve Blakhernai Meryemi’dir.
Kaynakça:
https://theculturetrip.com/europe/turkey/articles/discover-istanbuls-hidden-churches/
https://v3.arkitera.com/v1/haberler/2003/03/24/kilise.htm
https://www.allsaintsmoda.net/?SyfNmb=2&pt=Hakk%C4%B1m%C4%B1zda
https://www.haberturk.com/dunyanin-en-guzel-sesli-kilisesi-1903779
BENZER YAZILAR
Kars'ta Kayıp Bir Şehir: Ani Harabeleri
Halkı tarafından terk edilmek zorunda kalarak doğaya teslim olmuş bir Ermeni şehrinin hikayesi.
Türkiye'deki En İyi 5 Kamp Alanı
Doğası ve tarihiyle öne çıkan kamp alanları.