“Biliyorum, bir gün dayanamayacak küçük kalbim;
Arkamı dönüp inandığım ve güvendiğim her şeye veda edeceğim.”
Nilgün Marmara'nın Hayatı
Balkan göçmeni bir ailenin kızı olarak 13 Şubat 1958'de İstanbul, Moda'da dünyaya gelen şair, lise eğitimini Kadıköy Maarif Koleji’nde tamamladı. Üniversite eğitimine İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde başlasa da siyasi nedenlerle okulu bırakıp tekrar sınava girdi. Bu sefer Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümüne girdi.
Üniversitedeyken Sylvia Plath’in eserlerinde kadını tasvir ediş, anlatış biçiminden çok etkilendi ve Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi adıyla yazdığı tezi ile üniversiteden mezun oldu. Mezuniyetinden sonra tatil köylerinden konsolosluklara uzanan kısa soluklu bir iş hayatı oldu. 1982’de arkadaşları vasıtasıyla tanıştığı Kağan Önal’la evlendi. Eşinin işi dolayısıyla bir buçuk yıla yakın Libya’da yaşadıktan sonra memleketine geri döndü. Daha henüz 29 yaşındayken de Kızıltoprak’ta bulunan evlerinin balkonundan atlayarak intihar etti.
(Nilgün Marmara ve eşi Kağan Önal)
Nilgün Marmara'nın Edebi Kişiliği
Ölüm şeklinden edebi kimliğine kadar Sylvia Plath’in adeta ülkemizdeki yansıması olan Marmara; Küçük İskender, Lale Müldür, Ece Ayhan ve Gülseli İnal gibi edebiyatımızın ünlü şairlerini de derinden etkilemiştir. Eserlerinde hep bir karşıtlık arasında gidip gelen bir anlatıma sahipti. Varlık ile yokluk, düş ile gerçek arasında sık sık mekik dokurken de ‘doğumu ölümün başlangıcı’ olarak dile getirdi. Kırmızı Kahverengi Defter adıyla yayımlanan günlüğünde 'hayatın neresinden dönülse kârdır' ibaresi ile eserlerinde ‘yaşama karşı ölümü’ savunurdu.
Nilgün Marmara'nın Eserleri
- Daktiloya Çekilmiş Şiirler (1988)
- Metinler (1990)
- Kırmızı Kahverengi Defter (1993, Gülseli İnal hazırladı)
- Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi
Nilgün Marmara Hakkında Bilgiler
- Boğaziçi Üniversitesi’nde, orta kantinin üstünde bulunan merdivenlere "Umutsuzlar Merdiveni" adını vermiş. Derslere gitmediği zaman şair hep burada vakit geçirirmiş.
- Türkiye’ye döndüğünde Kızıltoprak’ta bulunan evleri şairlerin toplanma yerleri olmuştu. Pazar günleri başta Ece Ayhan, İlhan Berk, Cemal Süreya, Tomris Uyar, Lale Müldür, Gülseli İnal, Haydar Ergülen ve daha niceleri bu evde toplanır; şarap içerken sabahlara kadar edebiyat üzerine konuşur tartışırlardı. Hatta bu pazar ritüellerine hep fırında tavuk budu yaptıklarından ötürü “but partisi” diyorlardı.
(Soldan sağa: Tomris Uyar, İlhan Berk, Cemal Süreya, Tevfik Akdağ / Ayaktakiler: Ece Ayhan, Kağan Önal, Nilgün Marmara, Seyhan Erözçelik, Cemal Uzunoğlu.)
- Nilgün Marmara ile Cemal Süreya çok yakın arkadaşlardı. Sesinden ve tavırlarından ötürü Süreya, yazarı Scott Fitzgerald’ın karısı Zelda’ya benzetirdi. Bu nedenle de kendisine “Çılgın Zelda” lakabını vermişti. Çoğu zaman kendisine ‘Zelda’ diye seslenirdi.
- Yazarın şiir yazdığını çok kişi bilmezdi ancak bu kişilerden en şaşırtıcı olanı ise eşi Kağan Önal. Yazarın ölümünden sonra yaptığı açıklamasında "Şiir yazdığını bile bilmezdim. Bir kenarda pıtır pıtır bir şeyler karalardı." sözleriyle hayat arkadaşının aslında ona ne kadar yabancı kaldığını dile getirmiştir. Zaten Nilgün Marmara da eşiyle olan ilişkisini bir şiirinde “Yabancıların en yakınıydın sen!” dizesiyle anlatmıştır.
- Ne kadar sürdüğü bilinmese de Ece Ayhan, Nilgün Marmara'nın Kızıltoprak'taki evlerinde haftasonları kalmaya gidermiş. Bunun dışında toplanmalar Marmara'nın evinde gerçekleştiği için şairlerden birine ulaşılmak istediğinde insanlar soluğu Marmara'nın evinde alırmış.
- Haydar Ergülen'in notlarında belirttiği üzere bu buluşmalarda İlhan Berk'in başta olmak üzere herkes Marmara'nın şiir yazdığını düşünür ve okuması için yalvarırmış. Tabii Marmara hiçbir zaman ne iddiayı onaylar ne de sesini çıkartırmış. Ölümünden bir ay önce ise Daktiloya Çekilmiş Şiirler’i çevresiyle paylaşmış.
- Nilgün Marmara güzelliği ve zekasıyla herkesi büyüleyen başarılı bir kadınmış. Öyle ki üniversitede olsun şair toplanmalarında olsun her zaman ilgiyi üzerine toplamayı başarırmış ama asla bununla övünmez ya da bunu hakkında yorumlarda bulunmazmış. Zaten şair çevresinin ölümünden sonra yaptığı açıklamalarda Marmara'nın insanlarda romantik bir aşktan ziyade ruhani bir sevgi hissettirdiğini söylemişlerdir.
- Ayrıca hayatında büyükçe yer edinmiş ve kendisine birnevi idol olarak tanımlamış olduğu Sylvia Plath ile de bazılarına göre fiziki benzerlik göstermektedir. Bunun ötesinde Plath'in intiharına büyükçe ilgi göstermiş ve etkileyici olduğunu da dile getirmişti. Plath 30 yaşında intihar ederken Marmara ise 29 yaşında bu eylemi gerçekleştirdi. Ayrıca bu iki başarılı ismin diğer bir ortak noktası da ikisine de depresyon teşhisi konmasıdır.
(Slyvia Plath / Nilgün Marmara)
Nilgün'ün Ardından...
"Nilgün ölmüş. Beşinci kattaki evinin penceresinden kendini aşağı atarak canına kıymış, Ece Ayhan söyledi. Çok değişik bir insandı Zelda. Akşamları belli saatten sonra kişilik, hatta beden değiştiriyor gibi gelirdi bana. Yüzü alarır, bakışlarına çok güzel ama ürkütücü bir parıltı eklenirdi. Çok da gençti. Sanırım otuzuna değmemişti daha. Bu dünyayı başka bir hayatın bekleme salonu ya da vakit geçirme yeri olarak görüyordu. Dönüp baktığımda bir acı da buluyorum Nilgün’ün yüzünde. O zamanlar görememişim. Bugün ortaya çıkıyor."
-Cemal Süreya, 841. gün
"Şakacı, gülen, güldüren, muzip, espriler yapan, ortamı neşelendirmeye çalışan, dostlarını ve arkadaşlarını evinde neredeyse günlerce ağırlamaya bayılan, dolu dolu yaşamayı seven biri olarak kaldı aklımda Nilgün. Arkadaşlığa, dostluğa çok kıymet veren bir insan. Ben de Nilgün'ün bir 'arkadaşlık efsanesi' olduğunu düşünürüm ve onu böyle daha da çok özlerim."
-Haydar Ergülen
(Nilgün Marmara, Ece Ayhan, Haydar Ergülen)
Başarılı şairin göçüp gitmeden önce yazdığı son satırlarla yazımızı noktalıyoruz.
Kaynakça:
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nilg%C3%BCn_Marmara
https://www.artfulliving.com.tr/edebiyat/dunyayla-yarali-nilgun-marmara-i-832
BENZER YAZILAR
Stefan Zweig: Hayatı, Savaş Yılları, Eserleri ve İntiharı
Edebiyat dünyasına damga vuran kitaplarının arkasındaki yazar; Stefan Zweig.
Moliere’in Cimrisi Osmanlı'da Teodor Kasap’ın Pinti Hamit’i
Bu yazıda, Teodor Kasap tanıtılacak ve uyarladığı bir metin incelenecek.