Damien Chazelle Hakkında
Damien Sayre Chazelle, 19 Ocak 1985 yılında Amerika’daki Rhode Adasında Katolik bir ailede doğuyor. Fransız olan babası Bernand Chazelle, Princeton Üniversitesinde bilgisayar profesörü, annesi Celia Chazelle ise New Jersey Kolejinde orta çağ tarihi öğretmeni olarak çalışıyor. Chazelle babasının Fransız olmasından dolayı hem Fransız hem de Amerikan kültürü ile iç içe büyümüş ve bu da filmlerine oldukça yansımış. Chazelle New Jersey’de yetişiyor ve Anna isimli aktris olan bir kız kardeşi var.
Yönetmenlik Chazelle’in ilk hayali olsa da daha sonra Princeton Lisesine başladıktan sonra bu hayalini müzisyenliğe devrediyor ve başarılı bir caz davulcusu olmak için çalışmaya başlıyor. Hatta verdiği bir röportajda Chazelle, Whiplash filmindeki Fletcher karakteri için okuldaki müzik öğretmenini referans aldığını söylemiştir. Ancak Chazelle için işler filmdeki gibi gitmiyor ve kendisi röportajında içgüdüsel olarak hiçbir zaman büyük bir müzisyen olamayacağını bildiğini ve bunların onu lise hayatından sonra yeniden ilk tutkusu olan sinemaya yönelttiğini söylüyor.
Liseden sonra Chazelle, Harvard Üniversitesinde Görsel ve Çevresel Çalışmalar (VES) bölümünde Film Yapımı okuyor ve 2007 yılında mezun oluyor. Harvard’da sınıf arkadaşı Justin Hurwitz ile beraber okulun lisanslı evlerinde kalan Chazelle daha sonra Justin Hurwitz ile ortak oluyor ve bitirme ödevleri olan “Guy and Madeline on Park Bench” filmini birlikte çekiyorlar. Hurwitz’den ileride ayrıca bahsedeceğiz ancak besteci olan kendisi sadece bu ilk film ile kalmıyor ve Whiplash, La La Land, First Man gibi Chazelle’in başarılı filmlerinde de besteci olarak yardım ediyor ve Chazelle’in başarısında büyük rol oynuyor.
2008 yılında Guy and Madeline filminden sonra Chazelle, Los Angeles’a taşınıyor ve nihai hedefi olan La La Land filmi için bütçe bulma çalışmalarına başlıyor. Hollywood’da kiralık yazar olarak çalışan Chazelle, The Last Exorcism Part 2 (2013) ve Grand Piano (2013) filmlerinin senaryolarını yazıyor. Daha sonra ünlü Bad Robots Productions tarafından 10 Cloverfield Lane filminin senaryosunu tekrar yazması ve yönetmesi için isteniliyor ancak kendsi bunun yerine yazdığı Whiplash filmini hayata geçirmeye çalışmayı tercih ediyor.
Gelelim Chazelle’in kariyerini ateşleyen film olan Whiplash’a ... Whiplash’ın senaryosunu yazan Chazelle başlangıçta senaryonun çok kişisel olduğunu düşündüğü için saklamayı tercih ediyor ancak daha sonra pek de emin olmasa da yayınlıyor. Başta kimse senaryoyu filme dökme ile ilgilenmese de senaryosu 2012 yılında Kara Liste’de o yılın en iyi yapılmamış filmleri arasına giriyor. Daha sonra proje sonunda Right Of Way Films ve Blumhouse Productions tarafından alınıp kavram kanıtlama (poc) yöntemi ile senaryonun bir bölümü 18 dakikalık bir kısa filme çevriliyor. Kısa film halindeki Whiplash, 2013 yılında Sundance Film Festivali tarafından beğeniliyor ve böylelikle uzun metrajlı hali için bütçe desteği sağlanıyor. Daha sonra oldukça başarılı olan uzun metrajlı Whiplash (2014) aldığı festival derecesinde birçok ödül ile birlikte 5 farklı dalda Oscar adayı oluyor ve adaylıklarının 3’ünü kazanıyor.
Whiplash’ın kısa film halini aşağıdan izleyebilirsiniz.
Whiplash’ın başarısı sayesinde Chazelle, hayallerindeki film olan La La Land için istediği bütçeye sahip oluyor. 2016 yılında vizyona giren La La Land sinema sektörün en çok ses getiren filmlerinden biri oldu. La La Land aldığı 7 Altın Küre adaylığının hepsini kazanarak, Altın Küre tarihinde rekor kırdı. Daha sonra Oscar’dan 14 farklı adaylık elde ederek Akademi tarihinde en fazla adaylık elde eden 3 filmden biri oldu. Bu adaylıkların arasında, Chazelle’i bu ödülü alan en genç kişi yapan En İyi Yönetmen kategorisi dahil, 7 kategoriyi kazandı.
Chazelle’in sonraki işi 2018 yılında başrolünü La La Land’den, Ryan Gosling’in oynadığı First Man filmi oldu. Bu filmden sonra Chazelle, Netflix yapımı The Eddy adlı mini dizinin ilk iki bölümünü yönetti. Chazelle’in gelecekteki işleri arasında Babylon adlı film yer alıyor. 1920’lerde geçecek filmin çekimlerinin bu yıl başlayacağı belirtiliyor ve Emma Stone, Brad Pitt gibi isimlerin filmde oynayacağı söyleniyor.
Justin Hurwitz
Justin Gabriel Hurwitz, 22 Ocak 1985 yılında Kaliforniya’da doğuyor. Annesi Gail Hurwitz profesyonel bir balerin (daha sonra hemşire olmuştur), babası Ken Hurwitz ise ünlü bir yazar.
Hurwitz liseden sonra Harvard Üniversitesinde, Müzik Teorisi bölümüne başlıyor. Burada Chazelle ile oda arkadaşı oluyor ve birlikte projeler yapmaya başlıyorlar. İkisinin de müziğe karşı oldukça ilgileri var hatta üniversite zamanlarında indie-pop yapan “Chester French” adlı grubun üyeleri olmuşlardır. Aynı zamanda ikili birlikte bitirme ödevi olarak “Guy and Madeline Park Bench” filmini yapmışlardır.
Üniversiteden sonra Chazelle ile birlikte Los Angeles’a taşınan Hurwitz, The Simpsons ve The League dizilerine yazarlık yapıyor. Daha sonra Whiplash filminin müziklerini yapan Hurwitz’in bir sonraki işi ise La La Land filmi olmuştur. Filmin müziklerinin yapımı hakkında “İki buçuk yıl kesintisiz sabahın erken saatlerine kadar çalışma, 1900 farklı piyano demosu, inanılmaz miktarda çalışma ve inanılmaz miktarda tutku... Bu düzene ayak uydurmak için çok tutkulu olmalıydım hatta yeterince uyumadığım için hastalandım” demiştir. Ancak çalışmaları sonuçsuz kalmayan Hurwitz, La La Land müzikleri ile; İki Altın Küre ve En iyi Film Müziği ile En İyi Şarkı dalında iki Oscar ödülü almıştır.
Daha sonra Chazelle ile çalışmaya devam eden Hurwitz, 2018 yılında First Man filmine yaptığı müzik ile En İyi Film Müziği dalında Altın Küre ödülü almıştır. Chazelle ve Hurwitz aynı odayı aynı hayallerle paylaşan oldukça hırslı iki kişiler. Ortak yönleri ve müziğe olan sevgileri sayesinde birlikte çalıştıklarında ortaya şaheserler çıkartıyorlar. Chazelle’in yeni filmi Babylon’da da birlikte çalışacaklarını açıklayan ikilinin yeni projelerini beklemekteyiz.
Hurwitz’in theremin enstrümanını kullanarak yaptığı "Quarantine"adlı eseri
https://www.youtube.com/watch?v=_6nelE4nieo&list=RDMM9lUieikqT5g&index=10
En İyi Orijinal Film Müziği Oscar’ı kazandıran “City of Stars”
https://www.youtube.com/watch?v=GTWqwSNQCcg
Damien Chazelle ve İşleri
1-Guy and Madeline on Park Bench (2009)
Siyah beyaz çekilen ve müzikal türünde olan bu film üç aydır sevgili olan geleceği parlak bir Jazz trompetçisi adam ve iş arayan içe dönük karakterde Madeline’in hikayesini anlatıyor.
2-Whiplash (2014)
Küçük yaşlarından beri bateri çalan ve işinde en iyisi olmak isteyen genç müzisyen Andrew bir gün üniversitesindeki en sert hocalardan biri olan caz ustası Fletcher’ın dikkatini çeker. Fletcher öğrencilerini oldukça zorlayan ve onları potansiyallerini tam olarak kullandırmadan bırakmayan bir öğretmendir. Andrew hem mesleki hem de psikolojik olarak oldukça zorlanacaktır.
3-La La Land (2016)
Film bir gün Los Angeles trafiğinde talihsizce karşılaşan, oyuncu olmak için Hollywood’a gelmiş ve keşfedilmeyi bekleyen Mia ile kendi Caz kulübünü açmak isteyen piyanist Sebastian’ın hikayelerini anlatmaktadır.
4-First Man (2018)
Biyografik bir film olan First Man, aya ilk giden adam Neil Armstrong’un hikayesini anlatıyor.
BENZER YAZILAR
Tomorrowland-Yarının Dünyası
Uykuya dalmadan önce hiç yarınlarınızı düşündüğünüz oldu mu? Elbette olmuştur. Bu film bizi bugünden alıp yarının dünyasına götürecek.
10 Romantik Film Önerisi
Farklı konuları ve karakterleri olan filmlerin ortak özelikleri romantik kategoride olması. Listemizde romantik filmler izlemeyi seven izleyicilerin beğenebileceği 10 film derledik.