İkisi de 2012 yılında çıkan, birisi Hollywood filmi; Snow White And The Huntsman, diğeri İspanya'nın 2012 yılı Oscar adayı olan Blancanieves filmlerini Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı uyarlaması olarak, masal mit ve kadın temsili üzerinden inceledik.

Pamuk Prenses Masalında Mitoloji  

"Bütün çağlarda insanlara ait mitler türemiş ve insan vücudunun ve aklının eylemleriyle ortaya çıkmış ne varsa hepsinin esin kaynağı olmuştur. Sanat, felsefe, dinler, düşler ve büyük buluşlar hepsi o mitin izlerini taşırlar" (Campbell, 2013: 13).

Pamuk Prenses masalının kökeni de diğer masallar gibi mitolojiye dayanmaktadır ve ilk versiyonu birçok masal gibi pornografik bir öykü olarak ortaya çıkmıştır. Grimm Kardeşler’in sipariş üzerine yazdıkları bu öykü, İskandinav mitolojisindeki aşkın, cinselliğin tanrıçası olan Frejya ve cücelerin bir gecelik öyküsüne dayanmaktadır.

Efsaneye göre dört cücenin yaptığı gerdanlığa sahip olmak için cücelerle bir gece geçiren Frejya’nın öyküsü, daha sonra Pamuk Prenses masalına evrilmiş, dört cüce yedi cüce olmuş ve İncil’de geçen yedi büyük günahı nitelemişlerdir. Bu masal daha sonralardan homojenleştirilip, çocukların okuyabileceği düzeye getirilmiştir.

İskandinav mitolojisinde bereket tanrıçası olarak bilinen Freyja, aşkı, cinselliği ve doğurganlığı temsil eder. Bazı kaynaklarda Odin’in karısı olarak geçer ve Freyja, Odin’in aksine yeryüzünde halkla beraber yaşar. Freyja kayıtlara çok güzel ve uzun sarı saçlara sahip bir tanrıça olarak geçmiştir. Fakat Frejya bununla birlikte bir şekil değiştiricidir ve rastgele bir biçime girebilir. Şahin tüylü kemeriyle uçabilmekte ve Brísingamen isimli dört cüce tarafından üretilmiş parlayan bir kolyeye sahiptir. Bu kolye aynı zamanda erkeklerin tanrıçaya karşı koymasını engellemektedir.

Freyja, Germen folklorunda ise bir mağarada yaşlı erkek ve kadınları öğüterek genç ruhlar üreten orman perilerinin öncüsü olarak kabul edilir. Efsaneye göre dört cücenin yaptığı gerdanlığa sahip olmak için cücelerle bir gece geçiren Freyja’nın öyküsü, daha sonra Pamuk Prenses masalına evrilmiştir. 

Pamuk Prenses Masalında Kadın ve Kadının Cadı Olarak Nitelendirilmesi

Pamuk Prenses masalının konusu ve masal üzerinden kurulan anlatı tamamen iki kadın arasındaki güzellik yarışı algısına çekilmektedir. Çirkin, yaşlı ve aynı zamanda cadı olarak nitelendirilen üvey anne, kendisinden güzel, genç ve aynı zamanda bakire olan Pamuk Prenses’i öldürme peşindedir. 

Yaşlı kadınların cadı olması algısı, orta çağ zamanlarına dayanmaktadır. Bu eski kavram, tarihte birçok kadının cadı avı altında yakılmasına sebep olmuştur. Mitolojik öyküde Freyja özgür, fakat yine güzellik için mücadele etmektedir. Daha sonra homojen hale getirilen masalda, kadın uysallaştırmış ve güzellik algısı üzerinden yine başka bir kadına cadı kavramı yüklenerek hikaye iki kadın üzerinden okuyucuya aktarılmıştır. “Bazı kadınlar bilge lider, masala, doktor veya büyücü olarak saygı görüyor veya cadı olarak anıldıkları için korku salıyorlar. Kadınların da, erkeklerin çoğunlukla dâhil edilmediği, kendilerine ait doğurganlık, doğum ve şifa törenleri mevcuttu” (Reiter, 2012: 176). 

İlk kez orta çağ döneminde kadınlardan cadı olarak bahsedilmiş ve süregelen zamanda Hristiyan kilisesinin batıl inançlarından beslenen ve zamanla sapkın bir teolojik fikre dönüşen cadı avları başlamıştır. Cadı avları orta çağ ile anılan bir eylem olsa da aslında başlangıcı orta çağın sonu ve yeni çağın ilk zamanlarına denk gelmektedir. Cadı avlarında ilk olarak ebe olarak bilinen ve bitkilerin iyileştirici gücünü kullanan şifacı kadınlar kurban edilmiştir. Zaman ilerledikçe kadınlardan sonra erkekler ile çocukların bile, büyücü oldukları iddiaları ortaya atılmış ve onlar da kadınlar gibi tutuklanarak, türlü işkencelere mecbur bırakılmıştır. 

Tarihte özellikle orta çağın karanlık dönemlerinde geçtiği bilinen “cadı avcılığı” ya da “cadıların ortadan kaldırılmalarına” yönelik eylemler, aslında yeni çağa (1450-1750) geçişte gerçekleşmiştir. Özellikle Reform Dönemi'nden (1517) sonraki dönemde, Katolik kilisesinin birbirinden ayrışmasıyla batıl inançlar tekrardan ortaya çıkmış, dini görüş bakımından desteksiz kalan insanlar, metafiziksel güçlerden beklenti kurmaya başlamışlardır. Cadıların varlığı orta çağdan daha eskiye dayansa da, ortadan kaldırılması gereken bir yabancı, canavar gibi algılanmaları çok daha sonraki dönemlere denk düşer. Cadılık terimi özellikle kadınlarla ilişkilendirir.

Haydar Akın, cadı avının başlangıcında çoğunlukla kimsesiz ve fiziksel engelli, yaşlı kadınların tercih edilmesinin, daha sonra ise 16. yüzyılın ilk yarısından itibaren cadı profilinin değişme uğradığını ve şeytan ile iş birliği yapan büyücü cadıya dönüştüğünü vurgular. “Cadının bilinen en eski kelime anlamı Eski Yüksek Almanca (Althochdeutsch) “hagazussa” kelimesinden gelmektedir. Buna anlamca en yakın olan kelimeler “tunripa”, “zunrite” ve “waliderse”dır; bu sözcükler farklı bölgelerde “çit üzerine binen/ çıkan” anlamına gelir. Tüm bu kelimelerin değişmeceli karşılığı çocukları öldüren, insan yiyen, geceleri dolaşan dişi hayalettir. Bu hayaletin zarar veren sihir/büyü (maleficium) ile ilgisi yoktur, kısmen insana benzeyen bir varlıktır” (Braun, 1992: 23-24). Bu bağlamda temelde mitolojik bir karakter olan Freyja, Pamuk Prenses masalında hem prenses hem de cadı olarak karşımıza çıkar.

Snow White And The Huntsman  Filmi (2012)

Snow White And The Huntsman Film Künyesi

Yönetmen: Rupert Sanders

Senarist: Evan Daugherty, John Lee Hancock

Oyuncular: Kristen Stewart, Chris Hemsworth, Charlize Theron

Ülke: Amerika Birleşik Devletleri

Uyarlandığı Eser: Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (Grimm Masalları)

Snow White And The Huntsman Filminin Öyküsü

Pamuk Prenses ve Avcı'da, kötü kalpli kraliçe sonsuz güç (güzellik) için yeryüzünde kendisinden daha güzel ve masum olan tek kişi; Pamuk Prenses'i öldürmek için yetenekli avcıyı zorla görevlendirir. Fakat Pamuk Prenses'in insanlığı karanlıktan kurtaracak güce ve seçilmişliğe sahip olduğunun farkında değildir. Kendisini öldürmeyen Avcı'dan savaş sanatı eğitimi alan prenses, halkını karanlıktan kurtarmak için mücadele eder ve en sonunda kötü kraliçeyi alt ederek halkını kurtarır.

Snow White And The Huntsman Fragman

Masalın Snow White And The Huntsman Filmine Uyarlanması

Snow White And The Huntsman filmi bir Hollywood filmi olduğundan dolayı klasik anlatının bütün işlevlerini yerine getirmektedir. Masalın uyarlandığı diğer Hollywood (11) filmlerinin aksine bu film, Pamuk Prenses masalını, “ayna ayna...”dan çıkarıp, daha karanlık ve daha aksiyonlu bir peri masalı anlatır.

Film prensesin doğuş öyküsüyle başlar, annesinin ölümüyle devam eder ve prensesin babasının cadı olan karakterle evlenmesi olayları başlatır ve böylece prensesin yolculuğu da başlamış olur. Bu film Pamuk Prenses masalının Disney'e uyarlanmış bir versiyonu değildir. Bunun yerine; filmde Pamuk Prenses; prensesin vizyonlarını, iyi ve doğru olan her şey için amansızca savaşan, bir orta çağ maceracısının ruhuyla birleştiren genç bir kadın olarak karşımıza çıkar.

Kraliçe olan ve intikamcı bir canavara dönüşen kadın haksızlığa uğradıkça, her sahneyi kötülükle doldurur ve onu bu kadar ilginç kılan da çocukluğunda yaşadığı acıdır. Ailesini kaybetmiştir ve annesi ona sonsuz güzelliğe sahip olması için büyü yapmıştır. Kötü karakterin motivasyonu intikamdır. Kraliçe yaptığı şeyi sevdiği için değil, sonsuza kadar genç kalmak için genç kızların ruhlarını emerken bile başka seçeneği yokmuş gibi göründüğü için yapar. Her ne kadar filmde kötü kadın aslında mağdur olarak gösterilse de suç için ikna edici bir sebep hikaye boyunca tam olarak yoktur.

Bu filmde güzellik güçle özdeşleştirilir. Kadınlar güzellikleriyle kazanç elde eder ve erkekler kadınlara olan zaafları yüzünden ya kaybederler ya da kadınlar tarafından kullanılırlar. Sonuç olarak güzelliğin içte olduğu vurgulanır, bu yüzden çoğu zaman kadınların zayıf yanları da gösterilir fakat en sonunda prenses ülkesini yine erkek karakterlerin yardımıyla kurtarır. Filmde masalın aksine sekiz tane cüce karşımıza çıkar fakat daha sonra içlerinden birisi ölür ve masala sadık kalınmış olur. 

Masaldan farklı olarak prenses, her klasik yapılı filmde olduğu gibi bu filmde de karakter dönüşümünü yaşar. Prenses, üvey annesinin şatosundan kaçar ve karanlık ormanda gizlenir. Yolculuğu sırasında kendisine yoldaşlar edinir. Cadı olan üvey annesi ona zehirli elmayı yedirdikten sonra prenses fiziki olarak bir ölüm yaşar, avcının onu öpmesiyle yeniden doğar ve doğduğunda savaşçı, devrimci bir karakter olmuştur. Halkı kendi yanına çeker ve onları direnişe çağırır. Karakter bu şekilde değişim yaşamıştır fakat bu değişim, doruk noktası evresinde yaşanmamıştır. “Bir karakter böyle bir dönüşüm geçirdiği zaman, kutuplaşmış ilişkisindeki partnerine ne olur? Bu eşlikçi karakterlerden bazıları yalnızca ana karakteri katalize etmek için vardır ve kendileri pek fazla değişmezler” (Vogler, 2009: 422). Cadı kadının esir tuttuğu Pamuk Prenses, sihirli aynanın söylediğine göre dünyadaki en güzel kadın ve ayrıca Kraliçe'yi alt edebilecek tek kişidir. Yeniden doğma, filmin o aşamasına kadar çizilen prenses imajını değiştirir. Prensese o saatten sonra erkeksi özellikler yüklenir ve eski prensesten eser kalmaz.

Bu noktadan sonra yıkılan krallık bir kurtarıcı bekler. Pamuk Prenses geldiğinde yanında bir ordusu ve her ikisi de ona karşı hisleri olan iki cesur adam vardır. Çocukluk arkadaşı olan ve arkasında Pamuk Prenses'i bırakarak babasıyla kaçan Prens Williams ve hikayeye yeni giren, onu ancak uzun bir süre sonra sevmeye başlayan iri yarı, huysuz bir Avcı vardır. Pamuk Penses masalının aksine bu filmde iki prens vardır. Bunlardan birisi filmin sonunda prensesle evlenecek olan Williams, diğeri ise aslında gerçek prens olan fakat statüsü itibarıyla prensese denk olmayan, bu yüzden de filmde sadece yardımcı karakter rolünde olan Avcı’dır. Sonuç olarak bu film, yedi yerine sekiz cüce olması ve filmde tek prens yerine iki prens kullanılması bakımından masaldan ayrılmış gibi görünse de masalın kemik hikayesinden kopmamıştır bu anlamda masaldan biçimsel olarak ayrılmıştır.

Blancanieves Filmi (2012)

Blancanieves Filmi Künyesi

Yönetmen: Pablo Berger

Senarist: Pablo Berger

Oyuncular: Maribel Verdú, Macarena García, Daniel Giménez Cacho

Uyarlandığı Eser: Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler

Yapımcılar: Pablo Berger, Ibón Cormenzana, Jérôme Vidal, Michel Reilhac, Rémi Burah, Ibon Cormenzana

Blancanieves Fragman

Blancanieves Filminin Öyküsü

Hikaye, ünlü bir matador olan Antonio Villalta ile başlar. Onun için her şey ters gider. Ringde felç olur ve çok sevdiği karısı doğumda ölür. Kızları Carmen, ölene kadar büyükannesi tarafından büyütülür. Antonio, eski hemşiresi olan, sadece parasını isteyen ve odasında tekerlekli sandalyede otururken onu görmezden gelen kalpsiz Encarna ile evlenir (Dikkat! Devamı spoiler içerir).

Carmen yetim kaldıktan sonra, Encarna çocuğun gelip babasıyla birlikte yaşamasına izin verir, ancak ona ahırda bir oda verir ve onu ağır işlerde çalıştırır. Bu arada Encarna, klasik çizme ve kırbaç tarzında evin şoförüne hükmetmektedir. Sonunda, Carmen malikaneye gizlice girmeyi ve ona boğa güreşi sanatını öğreten babasıyla bağ kurmayı başarır. Hasta kocasına bakmaktan bıkan Encarna, kocasının ölümünü hızlandırır. Ayrıca şoföre artık genç olan Carmen'i ortadan kaldırmasını emreder. Yakındaki bir nehirde ölüme terk edilen Carmen, Los Enanitos Toreros adında bir cüce topluluğu tarafından keşfedilir. 

Cüceler şehirler arasında seyahat eden ve Tod Browning filminden fırlamış karakterlere benzeyen boğa güreşçileridir. Ona İspanyolca Pamuk Prenses anlamına gelen Blancanieves adını verirler. Carmen bir gün cücelerden biri yaralandığında ringe atılır ve babasından öğrendiği matador becerilerini kullanarak boğanın dikkatini dağıtır. Sonunda o da ünlü bir matador olur.

Masalın Blancanieves Filmine Uyarlanışı

Blancanieves, 2012 yılında vizyona giren dört Pamuk Prenses uyarlamasından birisidir. Blancanieves, peri masallarının, İspanyol ikonografisinin ve sessiz sinemanın keskin, çarpıcı bir karışımıdır. Matador babası, flamenko dansçısı annesi doğumda öldükten sonra yeniden evlenen Carmen'in hikayesini etkileyici müzikleri eşliğinde anlatan siyah beyaz bir filmdir.

Blancanieves, Pamuk Prenses masalının 1920’li yıllarının İspanya’sına uyarlandığı bir melodramdır. Masalsı anlatım, daha çok kültürel özelliklerle, danslarla ve müziklerle filme yansır. Sessiz ve siyah beyaz çekilen filmde masaldaki tüm unsurlar vardır fakat hikaye gerçekçi bir üslupla ele alınmıştır.

Film 20’lerin atmosferini yansıtır ancak Pamuk Prenses’in 1920'lerden kalma düz bir uyarlaması değildir. Cücelerle karşılaştığımızda, onların boğa güreşçisi olduklarını, hepsinin tatlı olmadığını ve tam yedi tane olmadığını görürüz. Sihirli aynanın yerini bir ünlü moda dergisi alır, kötü üvey anne şoförüyle kendini şımartır ve genç kahramanın en iyi arkadaşı, Pépé adında atkısı olan bir horozdur. Carmen de bir peri masalı prensesi değildir, ancak hem çocuk hem de daha genç yaşlarında, trajik bir yolda ciddi, yalnız bir genç kadındır.

“Peri masalları ve mitlerin dünyasına girer girmez, yineleyen karakter tipleri ve ilişkilerin farkına varırsınız: Arayış içindeki kahramanlar, maceraya çağıran haberciler, sihirli hediyeler veren yaşlı bilge insanlar, yollarım kesmiş gibi görünen eşik gardiyanları, kafalarını karıştırıp gözlerini kamaştıran, biçim değiştiren yol arkadaştan, onu yok etmeye çalışan belirsiz düşmanlar, işlerin düzenini bozan ve bir süreliğine eğlenceli bir hava yaratan üçkâğıtçılar” (Vogler, 2009: 65). 

Bu anlamda Blancanieves her ne kadar bağımsız bir masal uyarlaması olsa da klasik  anlatıdan kopmamış ve filme masalın ana omurgasını taşımıştır. Film, modern bir Pamuk Prenses masalı uyarlamasıdır. Ana karakter Carmen masumluğu ve iyiliğiyle dikkat çekerken üvey annesi kötülüğü ve acımasızlığıyla dikkat çeker. Film, masalın orijinal hali güzellik ve çirkinlik üzerinden ilerlese de filmde bu çatışma kıskançlık ve alçak gönülllük üzerinden verilmiştir. Aynı şekilde filmde “arzu- yasa” çatışması da net şekilde görülmektedir. Carmen babasının evine ilk geldiğinde babasını görmek istemiş fakat üvey annesi ona merdivenlerden yukarı çıkma yasağı koymuştur.

Klasik anlatı filmlerinde çatışmalar genellikle karakterler üzerinden sağlanır, böylece kesin ayrım yapılarak ana karaktere iyi özellikler yüklenmiş olur ve seyircinin onunla özdeşleşme yaşaması sağlanır.Yönetmen, filmde çoğu zaman klasik anlatı kalıplarına uysa da masalın yapısının bozulduğu yerler de vardır. Örneğin bu filmde yedi cüce yerine altı cüce kullanır ve bu peri masalının bir prensi yoktur aynı zamanda mutlu sonla bitmez.

Filmde 1920'lerin İspanya'sına bol miktarda yapılan imalar sadece görsel anlamda değildir. Örneğin, bir saç kesimi yapan Encarna, güzelliği hakkında yalan söyleyen bir aynaya sahip değildir, bunun yerine, yakın zamanda piyasaya sürülen Lecturas dergisinin (bunun öncüsü) dedikodu sütunlarında yansımasını arar ve bulur. Film bu anlamda geçmiş  zaman ve şimdiki zamanda popüler kültür üzerine bir eleştiridir. Carmen, Encarna'nın sevgilisi onu öldürmeye çalıştıktan sonra yarı ölü ve hafızasını kaybetmiş halde kaldığında, onu kurtaran altı (yedi değil) boğa güreşi cücesinden oluşan sirk topluluğu tarafından Blancanieves "Pamuk Prenses" lakabıyla anılır. Filmde altı tane cüce kullanılmasının sebebi ana karakterin yaşadığı hafıza kaybından kaynaklanmaktadır. Böylece film masalı işaret ederek, prensesin cüceleri unuttuğu mesajını verir ve esprili bir dil yakalamış olur.

Cüceler, gösterileri için kasabadan kasabaya dolaşırlar, orada boğa yerine düve ile ısınırlar. Bunların gerçek hayattaki karşılığı İspanya’da Enanitos Toreros’dur. Carmen cücelere katılmaya karar verir. Bu anlatı dizisi aracılığıyla (affedilmiş bir boğa dahil), kanlı boğa güreşi sanatı hem sorgulanır hem de açıkça alay edilir. Dahası, görünüşte Villalta figüründe kutlansa da, aslında Blancanieves'deki boğa güreşi her acının ve kötülüğün tetikleyicisidir.  

Filmin belkemiği olan bu en çok tanınan İspanyol stereotiplerinin kalbinde yer alan çatışmalar ve çelişkiler, Blancanieves'in geleneksel kaynak hikayesini, yönetmenin kabusların özüne dönüştürdüğü bir İspanyol hikayesine dönüştürür. Blancanieves'de zevk, film tarihine, İspanyol tarihine, peri masallarına, Hollywood eğlencesine, her şeyini kaybeden küçük bir kızın hikayesinde olduğu gibi, katman katman masala atıflarda olduğu kadar bulunur. Ancak hatırlatıcı kaynak hikayesinden farklı olarak, (Carmen) Blancanieves'in kaderi bir prens tarafından pasif bir şekilde kurtarılmak değil, gerçek benliğini bulmaktır.  Bunu, kendini olduğu gibi kabul ederek ve hafıza kaybından kurtulmayı ve kendi geçmişini hatırlamayı başararak yapar. Bu film aslında İspanya'nın geçmişinin ve bugününün iyi ve kötü, yüksek ve alçak, aydınlık ve karanlığını tartmaktadır.

Değerlendirme

Viladimir Propp’un, Masalın Biçimbilimi Kitabının Altıncı Bölümünde Sıraladığı Masal Karakter Özellikleri ve Filmlerdeki Karşılığı

SALDIRGAN: Kötüdür, kahramanla çatışma halindedir, kahramanın önüne sorunlar çıkaran ve engelleri koyan kişidir. Ör.: Snow White and the Huntsman filmindeki üvey anne aynı zamanda cadı olan karakter.

BAĞIŞÇI: Karaktere yardım eden çözüme giden yolda anahtar nesneyi ona veren (bir filmde birden fazla bağışçı olabilir.) Ör.: Filmde bağışçı özellikleri Avcı karakteri ve prens rolündeki William’dır.

YARDIMCI: Kötülüğün ya da eksikliğin giderilmesi, kahramanın biçim değiştirmesi. Buna örnek olarak Blancanieves filmini örnek verebiliriz. Filmde ana karakter Carmenita evden ayrılır, üvey annesi onu öldürtmek istemiştir. Genç kız evden ayrılmasının ardından cüce matadorlara katılmış ve matador kimliği ona ün kazandırmıştır.

PRENSES (ARANILAN KİŞİ): (Propp, Masalın Biçimbilimin’de Prenses’in yanına babasını da dahil etmiştir.) prensesin işlevleri: düzmece kahramanı ortaya çıkarmak, gerçek kahramanın tanınmasını sağlamak, bir özel işaretin zorla benimsetilmesini sağlamaktır. (Pamuk Prenses ve Avcı filminde gerçek kahraman aslında avcıdır. Prenses onun kahramanlığını göstermesi açısından bir araç görevi görmektedir. Blancanieves’de ise kahraman diyebileceğimiz bir karakter yoktur. Sahte kahraman olabilecek bir cüce vardır.)

GÖNDEREN: Eylemi sadece kahramanı göndermektir. Bir araçtır. Örn: Pamuk Prenses ve Avcı’da bu karakter, kötü kraliçenin sapkın kardeşidir. Prensesin kaleden kaçmasına vesile olur, Blancanieves’de ise şofördür.

KAHRAMAN: Arayış amacıyla yola çıkan kişidir. Olay onun üzerinden işler ve zorluklara başa çıkan kişidir. (Avcı ve Prenses)

DÜZMECE KAHRAMAN: Eylem amacı kahramanla aynıdır fakat o yolculuk sırasında başarısızlığa uğrar. (Blancanieves’de kahramanın kendisi  başarısızlığa uğrar.)

Aynı yıl ve aynı masaldan uyarlanmış her iki film de birbirinden ve masaldan oldukça farklıdır. Mitolojik hikayedeki Freyja Pamuk Prenses ve Avcı’da bariz şekilde görünürken Blancanieves’de karşımıza çıkmaz. Pamuk Prenses ve Avcı masalın getirdiği sorgulamayla birlikte kadınlar ve güzellik algına yönelirken Blancanieves’de bu tartışmalardan uzak durulur ve ana karakterin dramatik hikayesine odaklanılır.

Kaynakça

Akın H. (2001). Ortaçağ Avrupası’nda Cadılar ve Cadı Avı, Ankara: Dost Kitapevi

Aksan, Y. (2013). 1450-1750 YILLARI ARASINDA AVRUPA’DA CADILIK. Tarih İncelemeleri Dergisi, 355-368.

Campbell, J. (1995 2. Baskı). Batı Mitolojisi . Ankara s: İmge Kitabevi .

Propp, V. (2008). Masalın Biçimbilimi . İstanbul : İş Bankası Kültür Yayınları .

Reiter, R. R. (2012). Kadın Antropolojisi . Ankara : Dipnot Yayınları .

Vogler, C. (2009). Yazarın Yolculuğu . İstanbul : Okuyan Us.


BENZER YAZILAR

Klasik Anlatı Sineması Nedir?

Hikaye anlatıcılığında bütün sınırları zorlayan klasik anlatı sineması, seyirciye sinemanın özünü, empatiyi sunar.

"Anadolu Leoparı" Filmi FIPRESCI Ödülü Aldı

Emre Kayiş’in kendi yazıp yönettiği ilk uzun metraj filmi olan “Anadolu Leoparı”, 46. Toronto Uluslararası Film Festivali’nin Keşif bölümünde dünya prömiyerini yaptı.


Paylaş