Ne zaman Türkçe konuşan bir yabancı ile karşılaşsak yüzümüzde bir tebessüm oluşur. Bize aidiyet hissettiren dil, kültür ve geleneklerden olsa gerek, hep ilgimizi çekmiştir bu insanlar.
Peki ya müziğimize gönül veren yabancı sanatçılara ne demeli? Türkçe dünya üzerinde konuşulan en zor dillerden biri sayılırken, ana dili Türkçe olmayan bu insanlar bazen unutulmuş şarkılara bile yeniden ses olurlar.
Brenna Macrimmon’ın "Yağmur yağar taş üstüne" şarkısını söylediği video öylesine yayıldı ki şarkı o dönemdeki dizilerde ve filmlerde sıkça yer alır oldu.
Fransız Grup Isthar üyeleri "Biraz kaybolmak istedik, diğer kültürlerle buluşmak için bilerek yönümüzü kaybettik." açıklamasını yapıp "Ander Sevdaluk" şarkısına yeni bir yorum getirmişlerdi.
Amerikalı Joan Baez’in "Yiğidim Aslanım" şarkısını söyleyişini de unutamadığımız aşikar. Ama bugün biraz daha hayatını bu toprakların sesini duymaya adamış bir tutkundan bahsedeceğiz Araştırmacı Müzisyen Petra Nachtmanova.
Petra Nachtmanova kimdir?
Klasik müziğin başkenti Viyana’da Polonyalı bir anne ve Çek bir babanın kızı olarak dünyaya gelen Petra, dilsel ve kültürel zenginliğin içine doğmuş diyebiliriz. Müziğe ilgisini fark etmesi uzun sürmemiş olsa da onu bir müzisyenden ayıran ve her şeyden daha çok çeken, farklı kültürlerin müzikal etkileşimleri olmuş, kendini sürekli bu etkileşimlerin izini sürerken bulmuş Petra.
Seyahatlerini müziğin yıllar boyu izlediği yolu takip ederek yapmış. Rotası Viyanadan, Rönesans dönemi İngiliz müziğine, Çin Pop kültürüne, hatta Bulgar polifonik korolarına götürmüş onu ama Pers geleneğinde, Türk bağlamasında kalmış sonunda.
Petra Nachtmanova'nın "Bağlama" ile Tanışması
İngiltere’de Tarih okuduktan sonra Rönesans ve Barok müziğine yönelmeyi planlayan Petra 2008’de Berlin’e yerleşmiş. Kader olsa gerek bunun adı, Berlin’de bir Türk mahallesinde tanışmış Bağlama ile.
Bağlama dersleriyle birlikte Türkçe öğrenmesi gerektiğine karar vermiş, "Türküleri, deyişleri daha iyi anlayıp sazın ruhuna inmek için Türkçe öğrendim." diyor bir söyleşisinde.
Öyle akıcı ve arı bir dil kullanıyor ki, bizlerin bile göremediği derinliklerde hissediyor belli ki bu kültürün köklerini. Tabii Petra için bir dil öğrenmek yenilik olmasa gerek, Türkçe’nin yanında Almanca, İngilizce, Fransızca, İtalyanca, Rusça, ana dili olan Lehçe ve Çekçeyi de akıcı konuşuyor, dünyada anlaşamayacağı insan olduğunu düşünmesek de o bazen sözüyle değil Sazıyla konuşmayı tercih ettiğini belirtiyor.
2010 yılından beri bu dalda kendini geliştiren Petra Nachtmanova o zamandan bu yana pek çok kez Türkiye’ye davet edilmiş, radyo programlarında, TRT Türkçevizyon Festivali'nde konuk olmuş ve sesiyle, Türkçesiyle, yeteneğiyle, saza hakimiyetiyle hepimizi şaşırtmıştı. Dilindeki ve sesindeki doğu tınıları öylesine güzel ki gözlerinizi kapatıp dinlediğinizde, içimizden biri olduğuna gönülden inanacaksınızdır.
Petra Nachtmanova - Saz Belgeseli
Berlin’den yola çıkıp 7 ülke 10.000 km aşarak Horasan’a geldi. Ve bu yolculuğu Yönetmen Stephan Talneau ile ölümsüzleştirdi. Böylece 2.000 yıllık bir hikayeyi anlatan Saz belgeseli ortaya çıktı. 2019 yılında 38. İstanbul Film Festivali'nde dünya prömiyerini yapan Saz Belgeseli, milyonlarca insana sazı tanıtacak o ilk adımı atmış oldu.
Bu yolculukla ev kavramını yeni baştan öğrendiğini söyleyen Petra, Saz’ın, toplumun samimiyetini, sıcaklığını çok güzel yansıttığını ve bir enstrümandan çok daha fazlası olarak algılanması gerektiğini belirtiyor.
Petra topraklarımızı, sazı, kültürümüzü, insanımızı adeta benimsemiş ve özümsemiş.
Petra, belgeselde yer alan kadın sayısı hakkında sorular geldiğinde,kendi gözlemlerini aktarıyor. Saz çalmaya başlayanlarda kadın sayısının fazla olduğunu ve pek çok iyi kadın müzisyenle de karşılaştıklarını söylüyor fakat genel olarak bu konuda ilerletmediklerini ve bunun özgüven eksikliğiyle ilgili olabileceğini,destek görmelerinin motive edebileceğini belirtiyor. Belgeselde yer alan kadın sayısının da bu oranı yansıtacak kadar gerçek olmasını tercih ettiklerini ekliyor.
Projeleri
Bu yüreği yüzüne yansımış araştırmacı müzisyenin belgesel dışında projeleri de var elbette;
İranlı şarkıcı Hossein Baharbin ile Pers Redif müziği ve vokal teknikleri üzerine çalıştıkları Golha Projesi,
İpek İpekcioğlu ve Ceyhun Kaya ile yürüttüğü elektronik müzik projesi Karmaturji,
Polifonik Folk Müzik yaptığı Tralalka projesi
Aşık Veysel ve Aşık Mahsuni Şerif’in evrensel şiirlerini konu alan Anadolu Halk ve Aşık müziği Projesi,
Her ayın ilk pazartesi Ceyhun Kaya ile gerçekleştirdikleri etkinlik Beynel Milel.
Günümüzün tanınması gereken değerlerinden Petra Nactmonava’nın başarısı kültürler arası etkileşimlerin coğrafi sınırlarla kısıtlanamayacağının inanılmaz bir kanıtı.
Kaynaklar
http://pnachtmanova.weebly.com/
http://berlin.kadinca.eu/sazin-gizeminde-yollara-dusmus-bir-kadin-petra-nachtmanova/
https://film.iksv.org/tr/otuzsekizinci-istanbul-film-festivali-2019/saz
BENZER YAZILAR
Ahmet Ertegün ve Atlantic Records
The Rolling Stones ve Led Zeppelin'i müzik dünyasına kazandıran Grammy Ödüllü yapımcı Ahmet Ertegün'ün başarı hikayesi.
James Brown: Soul Müziğin Babası
Soul müziğin babası olarak bilinen ve müzisyen kimliğiyle olduğu kadar sosyal konulara olan duyarlılığı ile de dikkat çeken James Brown'un hayatını inceledik.