Selma-Montgomery yürüyüşleri, Afro-Amerikalıların ayrımcı baskıya karşı anayasal oy haklarını kullanma mücadelesiydi. Başka bir deyişle, Selma'da ve Güney Amerika'da devam eden geniş bir sivil haklar hareketinin parçasıydı.
1964’te Sivil Haklar Yasası yürürlüğe girmişti, fakat Alabama’daki siyahi seçmen nüfus kayıt altına alınmıyordu. Dallas İlçe Seçmenler Ligi (DCVL), Martin Luther King Jr.'ı ve Güney Hristiyan Liderlik Konferansı (SCLC) aktivistlerini mücadeleye davet etti. 1965 yılında Alabama’da bölgesel protestolar başladı. Şubat ayı sonunda yaklaşık 3.000 kişi tutuklanmıştı. Yine Şubat ayındaki bir yürüyüş sırasında aktivist Jimmie Lee Jackson polis tarafından öldürüldü. Bunun üzerine, SCLC'nin Selma Oy Hakları hareketini yöneten James Bevel, Selma'dan Montgomery’ye uzanan bir yürüyüş çağrısında bulundu.
7 Mart Kanlı Pazar
M. King, yürüyüş öncesinde Başkan Lyndon Johnson ile oy hakları konusunda görüştü. Öte yandan Alabama Valisi George Wallace, Afro-Amerikalıların sivil haklar hareketine karşı çıkan isimlerdendi. Wallace, devlet birliklerine yürüyüşü önlemek için gerekli her türlü önlemi kullanmalarını emretti.
7 Mart'ta SCLC Lideri Hosea Williams ve SNCC (Şiddetsiz Öğrenci Koordinasyon Komitesi) Lideri John Lewis liderliğindeki yaklaşık 600 protestocu yürüyüşe başladı. Yürüyüşçüler, Alabama Nehri’nden geçen Edmund Pettus Köprüsü’ne ulaştıklarında polis şiddetine maruz kaldı. Lewis de dahil olmak üzere 50'den fazla yürüyüşçü hastaneye kaldırıldı. Olayın ulusal televizyonda gösterilmesi üzerine birçok kişi tepki gösterdi. 7 Mart'ı takip eden 48 saat içinde, ABD'nin yaklaşık 80 şehrinde yürüyüşçüleri destekleyen oturma eylemleri ve gösteriler düzenlendi. Böylece yerel protesto, ulusal çapta sivil hakların savunması haline geldi.
9 Mart Yürüyüşü
M. King, 7 Mart yürüyüşü sonrasında başka bir girişimde bulunmaya karar verdi ve halkı protestoya katılmaları için Selma'ya çağırdı. Binlerce kişi çağrıya cevap verdi. Bu arada SCLC avukatları, valiliğin gösteriye tekrar müdahale etmesini önlemek amacıyla mahkemeye gitti. 9 Mart'ta King, 2.000'den fazla kişi ile Edmund Pettus Köprüsü’ne yürüdü. Ancak devlet birlikleri tekrar yolu kapattığı için yürüyüş tamamlanamadı.
Kanlı Pazar’da yaşanan şiddet, hem Alabama'yı hem de federal hükümetleri hedef alan ulusal çapta eylemlere yol açtı. Protestocular, Selma yürüyüşçülerinin korunması ve Afro- Amerikanların baskıya maruz kalmadan oy kullanmasını sağlamak için yeni bir federal oy hakları yasası talep ettiler.
“Bağnazlık ve adaletsizlik mirasının üstesinden gelmek zorunda yalnızca siyahlar değil, hepimiziz.” - Lyndon Johnson
15 Mart'ta Johnson bir toplantı düzenleyerek yeni oy hakları tasarısını özetledi. 7 Mart yürüyüşü, siyahilerin bitmek bilmeyen özgürlük arayışında bir dönüm noktası oldu. Johnson yürüyüşlerin yalnızca oy hakları mücadelesi değil, aynı zamanda Sivil Haklar Hareketi'nin bir parçası olduğunu da ekledi. Johnson'ın oy hakları tasarısı iki gün sonra kongrede tanıtıldı.
21 Mart Yürüyüşü
Başkan Johnson, Vali Wallace'tan yürüyüşçüleri korumasını ya da en azından asker gönderme izni vermesini istedi. Wallace ise yürüyüşçüler için koruma sağlamayı reddetti. Bunun üzerine Johnson, 20 Mart’ta Federal Ulusal Muhafızları ve askeri birlikleri yürüyüşe yönlendirdi. 21 Mart tarihinde üçüncü yürüyüş başladı. Böylece yaklaşık 3.200 kişi Selma'dan Montgomery’ye yürümek için toplandı. Takvimler 25 Mart’ı gösterdiğinde yürüyüşçülerin sayısı neredeyse 25.000'e çıkmıştı.
Üçüncü Selma yürüyüşü hem ulusal hem de uluslararası alanda ses getirdi. Bölgedeki diğer insan hakları örgütlerinden daha fazla destek alan bu üçüncü yürüyüş, Afro-Amerikan mücadelesinde bir başarı olarak kabul edildi. Yürüyüşten sonra seçmen kayıtları özellikle güney bölgesinde siyahların çoğunlukta olduğu bölgelerde hız kazandı. Selma yürüyüşü yalnızca yerel bir mücadele değildi, büyük kitleleri harekete geçiren bir özgürlük hareketi oldu. Oldukça çatışmalı geçen sürecin sonunda kongre sivil haklar için toplandı. 6 Ağustos 1965'te Başkan Johnson oy hakları için çıkarılan yeni yasayı imzaladı.
Yürüyüş her yıl 21 Mart'ta Edmund Pottus Köprüsü'nde anılıyor. Mücadeleyi konu alan Selma filmi, yürüyüşün 50.yıl dönümünde gösterime girdi. Edmund Pettus Köprüsü ise günümüzde ırkçılıkla savaşın ve hak mücadelesinin en önemli sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.
Kaynaklar : History, The Martin Luther King, Jr. Research and Education Institute, Britannica
BENZER YAZILAR
Amerika'nın en kurak yerinde "Çiçek Patlaması"
Amerika’nın en kurak bölgesi olan Ölüm Vadisi çevresinde binlerce çiçeğin aynı anda açışının fotoğraflarına bakıyorsunuz. Bu kurak bölge 2016 yılından beri her Nisan ve Mayıs aylarında çiçek tarlasına dönüşüyor.
Yapay Zeka ile Üretilen İnsan Yüzleri
Yapay zekanın ürettiği insan yüzlerini gerçeğinden ayırmak neredeyse imkansız. Nasıl yapılıyor ve bu teknoloji nerelerde kullanılacak?