Sinestezi nedir ? Nasıl ortaya çıkıyor? Sinestezik deneyimler günlük hayatı nasıl etkiliyor?

Sinestezi, duyulardan yalnızca birini uyarması gereken bilginin birkaç duyuyu birden uyardığı nörolojik bir durumdur.

Sinestezi kelimesi, Yunanca birlikte anlamına gelen synth ve algı anlamına gelen aisthesis sözcüklerinin birleşmesiyle oluşuyor ve eşduyum anlamına geliyor. Sinestezi deneyimi yaşayan insanlar müziği duyduklarında renkleri görebilir, yuvarlak veya sivri gibi dokuları tadabilirler. Başka bir deyişle, sinestetik insanlar iki duyunun benzersiz bir karışımını yaşarlar.

Sinestezi Tipleri

Peki, kaç tip sinestezi var? Araştırmacılara göre, kaç farklı tip sinestezi olduğunu belirlemek zor. Görme, işitme, tat alma, dokunma ve koku alma beş temel duyu olarak kabul ediliyor. Sinestezi ise iki duyunun veya algılamanın geçişiyle karakterize ediliyor, bu sebeple çok sayıda sinestezi kombinasyonu olabilir.

Sinestezinin biri türünü deneyimleyen insanlar sıklıkla başka bir tür sinestezi deneyimi de yaşayabilirler. Bununla birlikte, en yaygın sinestezi türü harflerin, sayıların veya geometrik şekillerin renklere veya desenlere bağlandığı renk grafiğidir.

Kromestezi

Bir diğeri yaygın sinestezi tipi ise çeşitli seslerin belirli renkleri, şekilleri veya dokuları çağrıştırdığı renksel-işitsel sinestezidir. Bu durumda kişiler, duydukları herhangi bir sesi belirli bir renk olarak algılayabilir. Bazen de notalar belirli renklerle eşleşebilir, örneğin piyano çalan bir sinestetik, her bir notayı farklı bir renk olarak görselleştirebilir. 

Sinestetikler arasında belirli farklar görülebiliyor. Başka bir deyişle, her sinestetik baktığı harfte veya sayıda aynı rengi görmeyebiliyor. Örneğin; bir sinestetik 3 sayısını mavi olarak görürken, bir başka sinestetik sarı görebilir. Bazı sinestetikler ise ortak renk ve şekil çağrışımları deneyimleyebilirler.  

Sinestezinin Nedenleri 

Peki, algının çapraz geçişlerine ne sebep oluyor? Araştırmacılar bu konuda hemfikir değiller. Aslında, sinestezi farklı insanlarda farklı mekanizmalar yoluyla ortaya çıkabiliyor. 

Sinestezi en temelde, bir kişinin çevresini algılama şeklini ve etkileşimini değiştirmesi nedeniyle nörolojik bir durum olarak tanımlanıyor. Bazı araştırmacılara göre bu durumun ana unsuru olan iki tamamlayıcı duyunun veya algının birleşimi, erken gelişme sırasında kendiliğinden ortaya çıkabiliyor. 

Sineztesi Genetik Midir?

Yapılan bazı çalışmalar, sinestezinin genetik olabileceğini öne sürüyor. Rus asıllı sinestetik Yazar Vladimir Vladimiroviç Nabokov'un oğlu Dmitri Nabokov'un renkli grafik sinesteziye sahip olması, bu durumun genetik olduğunu düşündürüyor. Bununla birlikte yapılan başka bir araştırma, ikiz kardeşlerden birinin sinestetik iken diğerinde böyle bir durumun olmadığını, bu sebeple de başka faktörlerin olabileceğini ortaya koyuyor. 

Sinestezinin ortaya çıkmasında nöronlar arasındaki dengenin bozulmasının rol oynadığı düşünülüyor. Yani, nöronlar arasındaki sinyal fazlalığı algı karışıklığına neden olabiliyor. Bu durum, sinestezinin sonradan ortaya çıkabilen bir şey olabileceğini gösteriyor. Örneğin; epileptik ya da kafa travması geçirmiş kişilerde sinestezi ortaya çıkabiliyor. 

Sinestezik Deneyimler

Vladimir Nabokov, Speak Memory isimli otobiyografisinde sitestezik deneyimlerinden bahsediyor. Nabokov, X’i sert metal, Z’yi yıldırım bulutu, P’yi yeşil, G, H ve J harflerini de farklı kahverengi tonlarında deneyimlediğini söylüyor. Dahası, birkaç dile hakim olan yazar, kullandığı dile bağlı olarak aynı harfleri farklı renk ve dokularda deneyimlediğini de belirtiyor. 

Sesleri renk olarak deneyimleyen bir sinestetik, Healthline'a verdiği röportajda deneyimini şu sözlerle ifade ediyor : “Müzik yapmayı seviyorum ve notaları görsel olarak deneyimleyebildiğim için, bunun güzel bir işitsel denge yaratmaya yardımcı olduğunu düşünüyorum. Renkler, algıladığım sesleri karıştırmaya çalışırken kullanılabilen başka bir zihinsel görüntü işlevi görüyor.”

Sinestezi günlük hayatta da yararlı olabiliyor, çünkü tetiklediği algı bağlantıları anımsatıcı olarak kolayca kullanılabiliyor. Böylece sinestetikler belirli bilgileri daha kolay hatırlayabiliyor. Yine Healthline'ın yaptığı bir araştırmada bir sinestetik, renklerin insanların isimlerini hatırlamasına yardımcı olduğunu belirtiyor: "Mark adında bir kişinin adını unuttuysam, yine de onun kırmızı bir kişi olduğunu yani adının kırmızı harfle başlaması gerektiğini biliyorum, yani M.”

Sinestetik Sanatçılar

Sinestetik sanatçılar arasında Besteci Richard Wagner, Şair Arthur Rimbaud, Aktör Geoffrey Rush, Müzisyen Billy Joel ve Pharrell Williams yer alıyor. 

Sinestetik olduğu bilinen bir diğer sanatçı ise Vincent Van Gogh. Sanatçı, 1881 yılında kardeşine yazdığı bir mektupta, bazı ressamların ellerini bir kemancının erdemi ile kullanma ihtişamına sahip olduğunu ve bazı tabloları saf müzik olarak algıladığını söylüyor. Sanatçı, 1885'te piyano eğitimi almaya karar veriyor. Derslere başladıktan kısa bir süre sonra, her notanın kendisinde belirli bir renk uyandırdığını fark ediyor. Bunun üzerine piyano öğretmeni onun delirdiğini düşünerek dersleri bırakıyor. 

Sinestezi, hangi türü olursa olsun deneyimleyen kişiye büyük bir ilham kaynağı oluyor. Müziği görebilmek, şekilleri tadabilmek hiç şüphesiz eşsiz bir tecrübe. Sanatçılar arasında oldukça fazla sinestetik isim olmasına ve icra ettikleri sanatın insan ruhuna nasıl dokunduğuna şaşırmamak gerekir. 

Kaynaklar : Steemit, SinirBilim, Healthline, Medical News Today


BENZER YAZILAR

Seçim Mimarı Nedir?

Seçimlerimiz kendi kontrolümüz altında mı? Tercihlerimizde dış etkenler var mı? Bu gibi sorulara cevap verebilmek için seçim mimarının ne olduğunu ve neler yaptığını bilmek önemlidir.

Eski Kulağı Kesiklerden : Vincent van Gogh

Değeri öldükten sonra anlaşılan, 19. yüzyılın en büyük ressamlarından Vincent van Gogh’un kendi kulağını kesme sebebi ile ilgili türlü rivayetleri içinde barındıran hayat hikayesini ele alacağız.


Paylaş