Tüm zamanların en önemli uygarlık göstergesi olan kütüphanelerin ortaya çıkışı ve Anadolu topraklarında yer edinen ilk kütüphane.

Kütüphaneler, bilgi ve belgeleri derleyen, düzenleyen ve bunları geçmişten bugüne insanlığın kullanımına sunan kurumlardır. Sanat, eğitim, kültür ve bilim yaşamının vazgeçilmez mekânıdır.

Yazının bulunmasından önce bilginin başkalarına aktarılması mükemmel bir belleğe sahip ulaklar ile sağlanıyordu. Bilginin zamanla canlılığının korunması ise kültüre, bilgiye ve geleneğe hakim rahip, şaman ve ozanların ritüelleri, anlatıları ile gerçekleşiyordu. Fakat iki durum da bazı bilgilerin yok olmasına ve değişmesine neden oluyordu. Yazının bulunmasıyla bilginin aktarılması için insan belleğine ihtiyaç kalmadı. İnsanların yazılı belge üretmesi MÖ 3000’lere dayanıyor. Bu belgeler kültürün, dilin, bilginin, tarihin ve geleneğin gelecek nesillere aktarılması için kullanılmış. İlk yazılar; imgeler, işaretler ve sembollerden oluşuyordu. Böylece ağızdan ağıza dolaşan sözcükler, gözle görülebilir, elle tutulabilir kalıcı biçimlere dönüşüyordu. Görülebilen, iletilebilen, uzaklık sorununu ortadan kaldıran bu yazılı geleneğin ilk aşamasını kil tabletler, ikinci aşamasını ise kütüphaneler oluşturuyor. Kil tabletlerin korunması için önce arşivler daha sonra da kütüphaneler kurulmuş. İnsanların fikir ürünlerini toplama, koruma, düzenleme ve erişime açma, yani bilgi kaynakları ile bilgiye ihtiyaç duyanlar arasında aracılık yapma ve insanlık belleği olarak hizmet verme, kütüphanelerin oluşturulduğu ilk günden beri değişmeyen bir misyon olmuş.

İlk Yazı ve Yazılı Belgeler

Gılgamış Destanı: En eski yazılı destan (Akad dilinde), Uruk.

Bazı araştırmacılara göre Güney Irak’ta bulunan Uruk antik Sümer kentindeki kil tabletler, bugüne kadar bulunan en eski yazılı belge olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla ilk yazının Sümerler tarafından icat edildiği biliniyor. Daha sonra bu icat çivi yazısı olarak bütün Yakındoğu’ya yayılıyor.

Yazının icadı, tarım toplumunda ekonomik hesaplamaların yapılması için bir araç olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla ilk metinlerin konusu da ekonomiye dair kayıtlar oluyor. Daha sonra efsaneler, destanlar ve tarihsel olaylar kaydediliyor. Bunlardan sonra meslekler, bitki isimleri, seramik nesneler, kentler, hayvan isimleri gibi farklı alanlara ait sözcük listeleri oluşturuluyor. Bu listeler, aritmetik ve cebir hesapları ile birlikte eğitimin temelini oluşturuyor. Böylece geleceğe aktarılacak bilgi ve belgelerin korunması ve saklanması gereksinimi doğuyor ve arşivleme çalışmaları başlıyor.

İlk Arşivler ve Kütüphaneler

Tell Mardikh Kasabası’ndaki Ebla Şehir Devleti, Suriye.

İlk arşivler MÖ 3000’lere dayanıyor. Suriye Fara’daki Ebla Antik Kenti’nde bulunan “tablet ev” ve Tell Mardikh’teki kraliyet sarayında bulunan L.2769 numaralı oda, arşivlerin ilk örneklerinden. Mezopotamya’da saraya ve tapınağa bağlı oluşumlar “arşiv-kütüphane” olarak adlandırılıyordu. Arşiv-kütüphaneler yönetimle ilgili kayıtlar; iş mektupları; tarihsel olaylara ait metinler; dua, ritüel ve büyü metinleri; tıbbî reçeteler; öğretici uygulama metinleri gibi çeşitli konularda yazılmış kil tabletleri barındırıyordu.

Kütüphanelerin ilk örnekleri ise Mezopotamya ve Mısır’da kil tabletlerin biriktirilmesiyle oluşuyor. Asur Kralı Asurbanipal’in (M.Ö. 668-627) kurduğu kütüphane Antik Yakındoğu’da sistematik olarak toplanan ilk kütüphane olarak kabul ediliyor. Fakat ilk kütüphaneler daha çok bilgiyi koruma odaklı oldukları işin arşivlerden tamamen ayırt edilemiyor.

Anadolu’daki İlk Kütüphane: Hitit Arşivleri

Bilgiyi kil tabletlere yazma, çoğaltma, koruma ve erişime açma geleneğinin Mezopotamya’dan Anadolu’ya geçişi MÖ 2000’lere dayanıyor.

Hattuşa kenti, Çorum.

1906 yılı sonrasında Boğazköy’de yapılan kazılarda 1800-2000 yıllarına ait ve Hititlerin resmi yazışmaların, antlaşmalarının, kanunlarının ve daha birçok vesikalarının saklandığı yaklaşık 30-35 bin çivi yazılı tabletin toplu olarak muhafaza edildiği büyük bir devlet arşivi meydana çıkarılmış. Bunlar tercüme edilerek Boğazköy’ün, Hitit İmparatorluğu'nun başkenti Hattuşa olduğu anlaşılmış. Böylece Hititler’in, başkentleri Hattuşa’da (Boğazköy, Çorum) kil tabletlerden oluşan arşiv nitelikli ilk kütüphaneyi oluşturdukları ortaya çıkmış. Hitit kraliyet arşiv-kütüphanesi, Anadolu’nun bugüne kadar bilinen ilk kütüphanesi.

Hitit ve Mısır devletleri arasında çivi yazısı ile yazılıp imzalanan Kadeş Antlaşması.

Arşiv denince ilk akla gelen devlet yönetimi ile ilgili belgelerin saklandığı bir yer. Fakat Boğazköy arşivlerinde kral yıllıkları, siyasi antlaşmalar, siyasal mektuplaşmalar, hukuki metinler, yönetim ile ilgili yönerge metinleri ile birlikte mitolojik ve dini metinler, dualar, ayinler, bayram törenlerine ait metinler, fal ve büyü metinleri de bulunuyordu. Dolayısıyla burası sadece bir arşiv değil aynı zamanda bir kütüphane olarak adlandırılmış. Kil tabletleri yazan katipler, Hitit sosyal sınıfları içinde üst düzey bir mevkideydi. Kütüphaneciler ise başkatiplerdi. Bunlar kütüphanenin ve tabletlerin düzenlerini sağlamakla görevliydi. Kil tabletlerin büyüklükleri 5-6 santimden 30 santime kadar değişiyordu. Hititler, çivi yazısının yanında sembollerden oluşan farklı bir hiyeroglif yazısı kullanıyorlardı. Tabletlerin dilleri de sadece Hititçe değil, Luvice, Palaca, Hurrice, Hattice ve Akadça’ydı. Bulunan tabletlerin çoğunluğu günümüzde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde bulunuyor.

Aslanlı Kapı, Hattuşaş.

Arşiv ve kütüphane kurumları Anadolu’da kentler arası genel rekabetin ve özellikle kültürel rekabetin bir aracıydı. Kültür ve sanat da İlk Çağ Anadolu toplumlarında ekonomiye katkı sağlıyordu. Kültür ve sanatın temel kurumlarından sayılan arşiv ve kütüphaneler varlığını ekonomiye sağladıkları katkı nedeniyle koruyabilmiş ve geliştirmiş. Aynı zamanda dini ögeler ve tapınaklar da Anadolu arşiv ve kütüphaneleri için en önemli kaynaklardan biri olmuş.

Kaynaklar:

Alkan, N. (2015). Anadolu’nun ilk kütüphaneleri. Erişim Adresi: https://www.ayk.gov.tr/wp-content/uploads/2015/01/ALKAN-Nazl%c4%b1-ANADOLU%e2%80%99NUN-%c4%b0LK-K%c3%9cT%c3%9cPHANELER%c4%b0.pdf

Karagöz, E. (2013). Antik Devir Kütüphaneleri. Erişim Adresi: https://www.academia.edu/19746439/ANT%C4%B0K_D%C3%96NEM_K%C3%9CT%C3%9CPHANELER%C4%B0_L%C4%B0BRAR%C4%B0ES_OF_ANC%C4%B0ENT_T%C4%B0MES_

 


BENZER YAZILAR

Boğaziçi Business Case Challenge Başlıyor

Bu yıl ilk kez düzenlenecek olan Boğaziçi Üniversitesi'nin en kapsamlı vaka analizi ve simülasyon yarışması için son başvuru tarihi 9 Nisan.

Filtreli Güzellik Hastalığı: Snapchat Dysmorphia

Snapchat dysmorphia nedir ve neden endişe yaratıyor?


Paylaş