Mike Cahill’in reenkarnasyon, evrim teorisi, din ve spiritüalizm kavramları etrafında şekillenen 2014 yapımı filmi I Origins hakkında genel bilgiler, konusu, dikkat çekici replikleri ve karakter analizleri.

I Origins

Yapım Yılı: 2014

Senarist: Mike Cahill

Yönetmen: Mike Cahill

Oyuncular: Michael Pitt, Brit Marling, Astrid Berges-Frisbey, William Mapother, Farasha Baylock, Steven Yeun, Kashis

IMDb: 7.3 / 10

Tür: Bilim Kurgu / Romantik 

Süre: 1 saat 56 dakika

Mike Cahill'in 2014 yapımı I Origins filmi; yüzyıllardır pek çok din tarafından, yaradılışındaki kusursuzluk öne sürülerek yaratıcının varlığını kanıtlamak için kullanılan "göz"ü baştan yaratmaya çalışan moleküler biyolog Doktor Ian Gray çevresinde şekillenir.

Yaratılışçıların tezlerini çürütmeyi amaçlayan Gray'in hayatı; bir Cadılar Bayramı partisinde karşılaştığı, yalnızca gözlerini görebildiği o kız ve Gray'i ona ulaştıran bir dizi tesadüf sayesinde değişir. İlerleyen olay örgüsü; evrim-din çatışması ekseninde, baskın bir duygusal altyapıyla izleyiciye sunulur.

 

I Origins Fragmanı

I Origins Karakterleri

*Yazının bu kısımdan sonrası spoiler içerir.*

Ian Gray

Ian: " Ben kanıtlara inanırım. Ortada mucizevi, görülmeyen, aramızda yaşayan ve göklerde bulunan bir ruhani güç olduğuna dair kanıt yok."

Sofi: " Neden Tanrı'nın varlığını çürütmek için bu kadar uğraşıyorsun?"

Ian: " Çürütmek mi? Tanrı'nın orada olduğunu daha önce kim kanıtladı ki?"

Michael Pitt'in hayat verdiği Ian Gray karakteri; bilimsel gerçeklerden başka herhangi bir şeye inanmayan, çalışmalarıyla yaradılışçı teoriyi çürütmeyi amaçlayan genç bir yüksek lisans öğrencisidir. Küçük yaşlardan beri insan gözlerinin fotoğraflarını çeken Gray'in bu tutkusu çalışmalarına da yansımış; çalışmaları, din ideolojilerinin Tanrı'nın yaratıcılığının eşsizliğini vurgulamak için kullandığı "göz"ü baştan yaratmaya odaklanmıştır. Ian'ın hayatı ise bir partide denk geldiği esrarengiz bir çift göz ile değişir.

Pek çok tesadüf Ian ile Sofi'nin bir araya gelmesinde etkili olmuştur. Bu tesadüflerden başlıcası 11'lerdir. Hint ve Babil kültürlerinde 11 sayısına hem olumlu hem de olumsuz anlamlar yüklenir. Bu anlamlar arasında mükemmellik arzusu ve kaos gibi kavramlar yer alır.

Bir kişiye doğru yolda olduğunu gösterebildiğine inanılan bu sayı, Batı kültürlerinde ise ilahi aşkı temsil eder. Ian Gray'e 11 sayısı Sofi'yi bulana kadar, piyango biletini aldığı tarih olan 11/11/06 saat 11:11:11'de ve üstünde Sofi'nin gözlerinin fotoğrafının bulunduğu reklam panosunun önüne giden otobüsün numarası olan 11'de eşlik eder. Ayrıca 11 sayısı filmde insan gözünün 11 aşamalı evriminde, Sofi'nin 11 yaşında Arjantin'den ayrılıp anneannesiyle Fransa'ya taşınmasında ve Salomina'nın doğru bildiği soru sayısı olan 11'de izleyicinin karşısına çıkar.

" On birleri birden her yerde görmeye başladım. Çok fazla 11. Miktarı oldukça şaşırtıcıydı. Hepsini takip edebilmem olası gibi değildi. Ve ne zaman onları takip etsem, seni bana getiren gözlerini buldum."

Ian ve Sofi, birbirlerine tamamen zıt karakterlerdir. Taban tabana zıt dünya görüşlerine rağmen birbirlerini sevmeyi başarmış bu ikili evlenmeye karar verir. Fakat kader ilerleyen süreçte onlara, önceden olduğu kadar cömert davranmaz. Elim bir kaza sonucu, Sofi ve Ian birbirlerinden koparlar.

Filmin bundan sonraki ikinci kısmı karakterleri daha boyutlu hale getirirken giderek daha merak uyandırıcı hal alan bir olay örgüsü de sunuyor. Asistanı Karen'la olan evliliğinden bir çocuğu dünyaya gelen Ian'ın; çocuğunun iris taramasının yıllar önce dünyaya veda etmiş biriyle eşleşmesi, olayları bilimle açıklanamayacak bir noktaya sürükler. Gray, bu olay zincirinde kendini Hindistan'da, Sofi'ye ait gözleri ararken bulur. 

Sofi

Ian: " Nereden geldin sen?"

Sofi: "Başka bir gezegenden."

Hikayeye Cadılar Bayramı partisinde görülen bir çift gizemli gözün sahibi olarak katılan Sofi'ye Astrid Berges-Frisbey hayat vermektedir. Ian'ın aksine fazlasıyla uçarı ve ruhani olan Sofi, filme mistik düşünceleriyle yön verir. Filmde, Sofi'nin ruhani dünyasının genişliğini izleyiciye gösteren pek çok sembol bulunmaktadır. Bunlardan biri St. Anne Mezarlığı'ndaki bir heykeldir. Sofi bu heykel hakkında şunları söyler:

"İşte bu ruhani dünyanın kanıtı. 'Kıyamet Meleği.' Gözlerine bak. Yaşıyor gibi."

Bir diğer örnek ise Sofi'nin Hindistan mitolojisine göre ruhların bütün dünyaya yayılmasını sembolize ettiğini söylediği beyaz tavuskuşlarıdır. Yine filmde sözü geçen bir başka kuş türü de "phasianidae" dır. Sofi, bu kuşun bütün zamanı bir anda yaşadığını belirtir:

"Aynı anda sevginin, öfkenin, korkunun, neşenin ve hüznün şarkısını söylüyor. Ve bu kuş hayatının aşkıyla karşılaştığında hem mutlu hem de üzgün hissediyor."

Ian'ın çalışmalarını üzerinde yürüttüğü solucanlar hakkında söyledikleri ise Ian ile hayat görüşleri ve inançları arasındaki farkı ortaya koyması açısından önem arz etmektedir:

Sofi: "Solucanların kaç duyusu vardır?"

Ian: "İki tane var. Koklamak ve dokunmak. Neden?"

Sofi: "Yani ışığı görmeden, hatta bilmeden yaşıyorlar, öyle değil mi? Onlar için ışık kavramı hayal bile edilemez."

Ian: "Evet."

Sofi: "Ama biz insanlar ışığın var olduğunu biliyoruz. Etraflarında... Tam üstlerinde. Bunu hissedemiyorlar. Ama küçük bir mutasyonla, yaparlar. Değil mi?"

Ian: "Evet."

Sofi: " Yani, belki bazı insanlar, nadir insanlar... Başka bir duyuya sahip olmak İçin mutasyona uğradılar. Bu bir ruh duyusu. Ve tam tepemizde olan dünyayı algılayabilir. Tıpkı bu solucanların üzerindeki ışık gibi."

Bunca farklılıklarına rağmen iyi anlaşan ve birbirlerine oldukça güçlü duygular besleyen Ian ve Sofi, talihsiz bir asansör kazası geçirirler. Ian kurtulmayı başarırken Sofi, bu kazada hayatını kaybeder. Filmin ilerleyen sahnelerinde her şeyin başlangıç noktası olan Sofi'nin gözleri, Hindistan'da küçük bir kız çocuğunda izleyicinin karşısına tekrar çıkar.

Karen

"Kayaları devirmek ve hiçbir şey bulamamak, ilerlemedir."

Ian Gray'in laboratuvar asistanı olarak filme dahil olan Karen karakterini, yönetmen Mike Cahill'in üniversiteden arkadaşı ve aynı zamanda önceki filmi Another Earth'te de rol alan Brit Marling canlandırıyor. Karen, düşünce yapısı olarak Ian'a Sofi'den daha yakın bir noktada konumlanıyor. Sofi'nin ölümünün ardından; Karen hikayede Ian'ın eşi olarak beliriyor ve bir çocukları olduğu seyirciye sunuluyor. Filmin ikinci yarısının temel olarak dayandığı "ölmüş bir kişinin irisinin bir başkasında tekrar ortaya çıkması" varsayımı da Karen ve Ian'ın bebekleri üzerinden ortaya çıkıyor.

Salomina

Kashis'in canlandırdığı Salomina karakteri, Sofi'nin gözlerini taşımasıyla filme dahil olur. İris taramasının sonucunda Ian, Salomina'yı bulmak için Hindistan'a gider. Priya Varma'nın desteğini alarak ve bölgeye pek çok reklam panoları astırarak bu yetim kızı bulmaya çalışan Ian, sonunda küçük kızı bulmayı başarır. Salomina'ya çeşitli sorular sorarak onun Sofi ile bağlantısı olup olmadığını ortaya çıkarmaya çalışan Ian'ın yürüttüğü test %44'lük bir başarı puanı elde ederek rastgele şans aralığına düşer. Pek başarılı sonuç elde edemediği testin ardından Ian, Salomina'yı Priya'ya götürmeye karar verir. Fakat asansörün kapısı açılır açılmaz Salomina, adeta Sofi'nin ölümünden kalan acı hatıralara denk gelmişçesine büyük bir korkuya kapılır ve kendini Ian'ın kollarına atar.

I Origins Replikleri

"Gözlerine baktıkça her şey, sanki her şey mantığın sınırlarını aşıyor ve sana olan aşkımı alevlendiriyor."

"Birbirimizi sonsuzluktan beri tanıdığımıza inanıyorum. Büyük patlama olduğunda evrendeki bir araya gelip sıkışmış bütün atomlar tek noktadan dışarı doğru patladı. Benim atomlarım ve senin atomların kesinlikle birlikteydi. Kim bilir, 13.7 milyar yıl içinde kaç defa bir araya gelmişlerdir. Benim atomlarım senin atomlarını tanıyor. Atomlarım atomlarını hep sevdi."

"Hiç içindeki boşluğu dolduran biriyle tanışıp o gittiğinde acı dolu yalnızlığını hissettiğin oldu mu?"

"Belki de göz, ciddi anlamda ruhlar alemine açılan bir penceredir."

"Bu odada yaşıyorsun, bu senin gerçeğin. Ama bu odada bir de kapı var, azıcık aralık olsa bile o kapı açık. Oradan çok az da olsa ışık geliyor. Korktuğun için kapının kapalı kalmasını istiyorsun."

"Bu gezegende yaşayan her insan, kendine özgü gözlere sahiptir."

Özetle,

Bilim-inanç çatışmasını oldukça duygusal bir arka planla destekleyerek ele alan I Origins; başarılı sinematografisi, müzik kullanımı ve oyunculuklarıyla izlenmeye değer bir film vadediyor. İyi seyirler!

 

Kaynaklar

https://blimey.pro/i-origins-ending-explained/https://www.imdb.com/title/tt2884206/https://en.wikipedia.org/wiki/I_Originshttps://www.thisisbarry.com/film/i-origins-2014-movie-plot-ending-explained/

 

 

 

 

 


BENZER YAZILAR

La Vie en Rose: Kaldırım Serçesi

Oscar, BAFTA ve Altın Küre ödüllü oyuncu Marion Cotillard’ın canlandırdığı ünlü Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın sansasyonel yaşam hikayesini ele alan biyografik film.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz

Seyfi Teoman'ın yönetmenliğini yaptığı Bizim Büyük Çaresizliğimiz filminde karakterlerin dostlukları, konusu ve uyarlandığı kitapla uyumu.


Paylaş