Stephen King'in romanından uyarlanan, Stanley Kubrick'in kıvrak zekasının bir yansıması olan The Shining filminin konusu ve incelenmesi.

Stephen King'in aynı adlı romanından uyarlanan, Stanley Kubrick'in senaryosunu yazıp yönetmenliğini yaptığı The Shining filmi, 1980 yılında vizyona girdi. Korku dünyasının temel yapıtaşlarından biri olan bu film, izleyicilerin zihninde kendini özel bir yerde konumlandırdı. En fazla çekim tekrarı yapılan film olma özelliğini taşıyan The Shining filminin aldığı ödüller aşağıda listelenmiştir:

1-)  Satürn En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü (1980)

2-)  Saturn Award for Best DVD or Blu-ray Collection (2012)

The Shining Fragman

Bu yazıda, IMDb puanı 8.4/10 olan The Shining fiminin konusuna değinilerek, incelemesi yapılacaktır.

The Shining Filmi Konusu

Stephen King'in aynı adlı romanından uyarlanan film, Torrance ailesinin Rocky Dağları'nın karlı bölgesinde yer alan tekinsiz Overlook Hotel'inin bakımını yapmak üzere gitmelerini ve ailenin babası Jack Torrance'in anlamlandırılamayan bir bunalıma girerek cinnete sürüklenmesini anlatıyor.

Jack'in ve Wendy'in küçük oğlu Danny, doğaüstü hislere sahiptir. Bu hislerle birlikte, otelin içinde tuhaf bir şeyler olduğunu anlar ve ailesine durumu anlatmaya çalışır. O sırada başlayan kar fırtınasıyla otelde mahsur kalan aile, bu metafiziksel olayların yaşandığı otelde daha ne kadar dayanabilecekler? Aile, bir önceki ailenin kaderini mi yaşayacak? 

The Shining

The Shining Filmi Oyuncuları

Korku türünün en başarılı ve bilindik örneklerinden biri olan filmin oyuncu kadrosunda, Jack Nicholson, Shelley Duvall, Danny Lloyd gibi isimler yer alır. Jack Nicholsun, ailenin babası olan Jack Torrance'a hayat verirken, Shelley Duvall, anne Winnifred "Wendy" Torrance rolüne hayat verir. Danny Llyod ise, ailenin küçük oğlu Danny karakteriyle karşımıza çıkar. 

The Shining Filmi İncelemesi

Filmi her izlediğinizde ayrı bir anlam çıkarabileceğiniz ve asla net bir yargıya ulaşamayacağınız The Shining filminin, bu kadar popüler olma sebeplerinden biri de bu merak duygusu olabilir. Çünkü, filmden hiçbir zaman evrensel bir sonuç çıkarılamadı.

Stephen King'in aynı adlı romanından uyarlansa da aslında kitapla bağlantılı olmadığı ve senaryonun baştan yaratıldığı biliniyor. Hatta öyle ki çekimin her günü senaryo değişikliğine gidiliyor ve hiçbir zaman tam olarak ezber yapılamıyor. Oyuncuların çekim sırasında çok zorlandığı ve sahnelerin 100 üzerinde tekrarla çekildiği de söylenenler arasında. Peki, bu kadar zahmetli bir yapım aşamasına sahip olan The Shining'i özel kılan ne? 

The Shining

Ailenin ufak çocuğu Danny, ruhsal bir boyutu olan ve bu boyutla iletişim kurabilen bir çocuktur. Evlerinde de bunları yaşayan Danny, otele geldiğinde, kendini buranın karanlık geçmişi içerisinde bulur. Bu geçmiş, onu rahat bırakmaz ve odak noktamızın bu karakter olduğunu düşündürür.

Önceden yaşanan olayın bir yansımasını gören Danny, otelde dönen tuhaf olaylara ailesini inandırmaya çalışır. Seneler önce, yine bir aile bu otelin bakımını üstlendiğinde, ailenin babası bir süre sonra ''cinnet'' geçirerek iki çocuğunu ve eşini öldürür. Bu görüntüler ve iki küçük çocuğun hayaleti Danny'nin peşini bırakmaz. Otelin karanlık geçmişi, Jack ve ailesini de etkileyecek midir? Jack, tıpkı o adam gibi delirip ailesini öldürebilir mi? 

Sıradan bir korku filmi gibi görünse de aslında çok katmanlı olan bir filmden bahsediyoruz. Özellikle Overlook Oteli, basit bir otel değildir. Otel müdürü, otel hakkında bilgi verirken, otelin Kızılderili mezarlığının üzerine yapıldığından bahseder. Bu filmin devamı için çok değerli bir ipucudur. Çünkü sahnelerin devamında gelen metaforlarla beraber, filmin Kızılderili soykırımlarıyla kurulan Amerika'nın bir nevi alegorisi olduğunu anlıyoruz.

Otelin birçok bölümünde Kızılderili motifleriyle süslendiğini görüyoruz. Aynı zamanda koridorlarda kan fışkıran sahnelerin de bu soykırımı anlatmak için verilen simgelerden biri olduğu düşünülebilir. Danny, babasına izini kaybettirmeye çalışırken adımlarını tersten izler. Bu da Kızılderili iz kaybettirme tekniklerinden biridir. Yani, filmin bütününde Kızılderili anlayışının hakim olduğunu ve belki de filmin Amerika'yı eleştiren bir tarafının olduğunu görebiliriz. 

The Shining filmi

Filmin bu anlatımlarının dışında çok önemli bir noktası daha vardır. O da masal motiflerinin her yerinde kullanılması. Otel içerisinde kaybolmamak için ekmek kırıntılarının bırakılması, Hansel ve Gretel'e bir gönderme yaparken, Jack'in tuvalet kapısını baltayla kırmaya çalışırken ''Küçük domuzcuk, evini başına yıkacağım'' repliğini söylemesiyle Üç Küçük Domuz masalına bir gönderme yapar. Yani, film boyunca masallardan oldukça faydalanılmıştır. 

Filmin bütününde, Kubrick'in diğer filmlerine ve Stephen King'in diğer romanlarına da bir gönderme yapılarak, aslında filmde konu dışına çıkılmıştır. Birçok korku türünün harmanlanmış hali olan The Shining, bu yüzden farklı anlatım tarzıyla katmanlı bir yapı haline gelmiştir. Ruhani varlıklardan korkmak gibi klasik korkunun dışına çıkılmış, insanın kendi içerisindeki karanlık taraftan korkması gerektiği vurgulanmıştır. 

The Shining İzleyici Yorumları

Her izlediğinizde farklı bir anlam çıkaracak ve yine de net bir yargınız olmayacak. Çünkü, film Kubrick'in kıvrak zekasıyla; Stephen King'in müthiş korku dünyasıyla harmanlanmış. Klasik korku türünün dışında yer alıyor. Belki de insan, önce kendi içindeki karanlık ruhtan korkmalı.. The Shining, kaç yıl geçerse geçsin, korku türünün en bilindik filmlerinden biri olarak zihnimizdeki yerini korumaya devam edecek. 

Aşağıda, IMDb'den alınmış izleyici yorumları mevcuttur;

''Kırk yıl geçti ve hala olağanüstü.''

''Tam bir klasik. Romandan uzaklaşsa bile.''

''Bu film zamanın sınavından geçti ve sonsuza kadar sinemadaki en büyük başarılardan biri olarak övülecek.''

Sonuç olarak;

Soyut ve eleştirel bir film olarak The Shining, çok katmanlı anlatım yapısının dışında, korkuya dair farklı bakış açılarına değiniyor. Romanın dışına çıkmış olsa da kendine yeni bir anlatım tarzı yaratmış olan film, bizi kurduğu bu yeni dünyanın içerisine çekiyor.

Üzerinden bu kadar çok yıl geçmiş olmasına rağmen, korku filmi diyince ilk akla gelen filmlerden biri olmak kolay değil. Üzerine 50 yıl daha geçse, aynı hisleri yaşatacak olacağı da bir gerçek.

Öneri olarak; Çizgili Pijamalı Çocuk film incelemesine de göz atabilirsiniz.


BENZER YAZILAR

41. İstanbul Film Festivali Ödülleri Verildi

Ulusal ve Uluslararası 56 filmin yarıştığı festivalde ödüller sahiplerini buldu.

Under The Skin/Derinin Altında (2013)

Scarlett Johansson'ın, kurbanlarının derilerini çalmak üzere Dünya'ya inmiş bir uzaylıyı canlandırdığı; toplum ve kadın üzerine sembolizmleriyle öne çıkan; gizem, dram, bilim kurgu türündeki yapımın incelemesi.


Paylaş