Sessiz sinemanın ustası olarak görülen Charlie Chaplin'in işçilerin sorunlarına dikkat çektiği eşsiz filmi Modern Times hakkında genel bilgiler, konusu ve sahnelerin ayrıntılı incelemesi.

Modern Times

Yapım Yılı: 1936

Senarist: Charlie Chaplin

Yönetmen: Charlie Chaplin

Oyuncular: Charlie Chaplin, Paulette Goddard, Henry Bergman, Tiny Sandford, Chester Conklin

IMDb Puanı: 8.5/10      

Tür: Komedi/ Romantik

Modern Times; taşıyamadıkları iş yükünün altında ezilen işçileri; onların açlık, iş bulmakta zorluk gibi sorunlarını ve gün geçtikçe sistemin kölesi haline gelmelerini  toplumcu bir bakış açısıyla ifade eden; Charlie Chaplin’in 1936 yapımı sessiz komedi filmidir. Ekonomi çarklarının etkisi altında ezilen işçilerle, işçilerin her gün daha az ücretle daha çok çalışmasını isteyen sermaye sahiplerini konu alan yapım; döneminin sosyal ve ekonomik hayatının bir aynası niteliğindedir.

Modern Times Fragmanı

Modern Times Konusu

Charlie Chaplin, politik duruşunu beyazperdeye açıkça yansıtmaktan çekinmediği filmi Modern Times’da klasikleşmiş konularından biri olan insan-makine uyumsuzluğuna odaklanır. Aynı zamanda Chaplin’in son sessiz filmi olma özelliğini de taşıyan yapım, ayak uyduramadığı sıkı bir mesaiyle çalışmak zorunda kalan Şarlo karakteri üzerinden işçilerin sorunlarını aktararak döneminin koşullarını seyirciye yansıtmaya çalışır.

Modern Times’da mizahi bir jargon kullanan Charlie Chaplin, eğlenceli görünmesine rağmen oldukça satirik bir eser ortaya çıkarmıştır. Sessiz bir film olmasına karşın sert sistem eleştirilerinin oldukça net bir şekilde ifade edildiği film, seyircisine; o yılların toplumsal koşullarına yakından bakabilme olanağı da sunmaktadır.

Modern Times Sahne İncelemeleri

*Spoiler içerir*

Sinemaseverlerin beğenisine sunulduğu vaktin Büyük Buhran da denilen 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı yıllarına rastladığı film, makineleşmenin de etkisiyle bozulan sosyal ve ekonomik şartları bir güldürü diliyle işlerken aynı zamanda sahnelerinin her birinin altında detaylı anlamlar barındırıyor.

Mesai başlangıcını belirten düdük sesiyle başlayan filmde; bir koyun sürüsünün ilerleyişi seyirciye gösterildikten sonra kamera açısına giren fabrika işçilerinin, bir koyun sürüsüne benzetiliyor oluşuyla; sistemin işçileri nasıl birer köle haline getirdiği anlatılmaya çalışılmaktadır. (Açılış sahnesini buradan izleyebilirsiniz.)

Ana karakter Şarlo’nun hiç ara vermeden vida sıktığı sahne göz önüne alındığında ise işçilerin ara vermeksizin aynı vücut hareketleriyle, neredeyse makineleşmiş bir şekilde tüm gün aynı eylemleri tekrarlamasından yola çıkılarak monoton bir hayat sürmek zorunda kaldıkları gerçeğine ulaşılabilir. (Bahsi geçen sahneye buradan ulaşabilirsiniz.)

İşçilerin sermaye sahibi tarafından kameralarla sürekli izlenmesi ve en ufak bir aksama anında müdahale edilmesi, sistemin işçiler üzerinde oluşturduğu psikolojik baskıyı da ortaya koymaktadır. Ayrıca fabrika patronunun işçileri izlediği bu sahne ile George Orwell’ın distopik romanı 1984 arasındaki benzerlikler de dikkat çekmektedir. Bu benzerliğe ve eserlerin yayım yıllarına da dayanılarak George Orwell’ın kült romanı 1984’ü yazarken Chaplin’in filminden esinlenmiş olabileceği de söylenenler arasındadır.

Ayrıca filmdeki yemek makinesinin test edildiği sahnede; sermaye sahiplerinin bir insandan ziyade iş makinesi çalıştırdıklarını düşündükleri, işçilerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için gereksinim duydukları temel ihtiyaçların karşılanması için gereken süreyi bile en aza indirebilmek amacıyla acımasızca bir çaba sarf ettikleri görülebilmektedir. (Sahneyi buradan izleyebilirsiniz.)

Bir diğer önemli sahne olan devletin kolluk kuvvetlerinin grev yapan işçilere müdahale ettiği sahne, o dönemde oldukça otoriter bir konumda bulunan devletin bu tür eylemlere karşı tavrını yansıtmaktadır. Hak mücadelesi sırasında devletin bastırma girişimiyle karşı karşıya gelmesinin ardından hapse düşen karakterimiz Şarlo’nun hapiste geçirdiği süre boyunca özgür olduğu hayatına kıyasla daha iyi koşullarda, refah içinde yaşadığını düşünmesi ve bu sebeple hapishaneden çıkmak istememesi de işçilerin o dönemki kötü yaşam koşullarının bir göstergesidir. (Bahsedilen sahneyi buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.)

İzleyici; kapitalist anlayışın şekillendirdiği sanayileşmiş iş hayatının ve sömürülen insan emeğinin eleştirildiği filmin ilerleyen sahnelerinde, mutluluğunun kaynağını ailesi olarak gören bir kızla karşılaşıyor. Kızın babasını kaybettikten sonra açlık ve sefaletle savaşmak için hırsızlık yapmak zorunda kaldığını ve bu hırsızlıklardan birinde başrolümüzle tanıştığını görüyoruz.

İşsizlik, devlet baskısı, açlık gibi konularda toplumsal mesajlar veren filmde; başrolün ve yetim kızın fazlaca hayal kurduğu ama bu hayallerin gerçekleşmesi için sistemin dikte ettiği paraya ihtiyaç duymakta oldukları görülür. Bu zorunluluktan dolayı tekrar fabrikada iş bulan Şarlo, bu zor çalışma koşulları bulunan yerde tutunmayı bir kez daha başaramaz ve uyum sağlayamadığı işini kaybederek kendisini tekrar işsiz kalmış bulur. Bu sahnelerden hareketle de işsizliğin toplum içinde ne denli yaygın olduğuna ulaşılabilmektedir.

Bir başka sahnede uydurma sözlerden oluşan şarkısıyla üst tabakadaki insanların beğenisini toplamayı başaran Şarlo üzerinden, ne olup bittiğini anlamaz ve umursamaz bir tavırla yalnızca alkış tutup eğlenen toplumun üst kesiminin işçilerin zorlu yaşam koşullarından bihaber oluşları ve diğer kesimlere duyarsızlıkları aktarılıyor. Ayrıca toplumun zengin tabakası ile işçi kesiminin giyim ve beslenme olanakları karşılaştırıldığında toplum tabakaları arasındaki gelir eşitsizliği ve yaşam koşulları arasındaki uçurum da açıkça gözlemlenebilmektedir. (Şarkının söylendiği sahneye buradan ulaşabilirsiniz.)

Özetle,

Modern Times’ı değerlendirmek gerekirse yapımda göze çarpan ilk şey, işçi emeğini sömüren sisteme yönelik güçlü bir eleştiridir. Baskıcı hükümetler ve uygulamaları eleştiren filmin üzerinden yıllar geçmesine rağmen hala günümüze hitap edebilmektedir. Evrensel ve zamansız sorunlara odaklanan film, bu sorunların yüzyıllardır çözümsüz kaldığını ve işçi sınıfı hala aynı sorunlardan muzdarip olduğunu izleyiciye anlatma amacı gütmektedir. Ayrıca Modern Times işçi sınıfının sorunlarının hayatın ve sanatın farklı dallarında olduğu gibi sinemada da etkisini gösterdiğinin ve insanlarda bilinç oluşturulmaya çalışıldığının açık bir kanıtıdır.

İşçi sınıfının sorunlarını gündeme getirmekte olan Modern Times; verdiği mesajlar ve aktardığı sıkıntılarla sadece çağına ayna tutmakla kalmaz, yüzyıllar sonra günümüze de hitap etmeyi başarır. Hala insanları etkileme gücünü koruyan ve mizahi işleyiş tarzının da katkısıyla geniş kitlelere hitap edebilen Modern Times; yüzyıllar boyunca baskıcı hükümetlere, sınıf adaletsizliğine ve işçi emeğinin değersizleşmesine karşı ses yükseltmeye devam edecek gibi görünmektedir. İyi seyirler!

Kaynaklar

https://en.wikipedia.org/wiki/Modern_Times_(film)

https://www.imdb.com/title/tt0027977/


BENZER YAZILAR

2020’de Gözden Kaçmış Olabilecek En İyi 5 Film

I'm Thinking Of Ending Things, The Assistant, Undine, Mank ve Boys State filmleri hakkında kısa bilgiler.

Sinemanın Şairi: Krzysztof Kieślowski

Dünya sinemasının en iyi yönetmenleri arasında gösterilen Krzysztof Kieslowski'nin hayatı, filmleri ve sanat anlayışı.


Paylaş